Türkiye, geçen yıl 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde geniş çapta hasara ve yıkıma neden olan depremlerin birinci yıl dönümünde yaşamını kaybedenleri anıyor. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, resmi rakamlara göre en az 53 bin kişinin ölümüne 100 binden fazla kişinin yaralanmasına yol açtı. Bu depremler, Türkiye'de son yüzyılda en fazla can kaybına ve yıkıma neden olan, en geniş alanı etkileyen ve en fazla sayıda binanın yıkılmasına ve en fazla ekonomik kayıp yaşatan depremler olarak kayıtlara geçti.
Sorunlar en üst derecede devam ediyor
Depremlerinin ardından bir yıl geçmesine karşın, hala sorunların en üst derecede devam etmesi, kentlerin ve kentlerdeki yurttaşların normal standartlardaki yaşamlarına dönememesi en fazla eleştirilen konuların başında geliyor. Deprem ülkesi olan Türkiye'de yapıların denetlenmesinde yaşanan sorunlar, dolgu yerlerine ve dere yataklarına bina inşa edilmesine izin verilmesi hem hükümet hem yerel yönetimlere yönelik eleştirilerin başında yer alıyor.
Eğitim, sağlık ulaşım ve birçok alanda nitelikli destek
Muhalefet ve depremzedeler bir an önce depremin etkilediği bölgelerde eğitimin, sağlığın, ulaşımın ve daha birçok alanın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz olmasını isterken, üreticilerin ekonomik anlamda desteklenmesi, istihdamın sağlanması ve işsizliğin giderilmesi, kalıcı konutların hızlıca ama güvenli bir şekilde ücretsiz teslim edilmesi, esnafların desteklenmesi, kamu çalışanlarının maaşlarında iyileştirme yapılmasını bekliyor.
Kayıp çocuklara ilişkin önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
Depremlerinin ardından tam sayısı bilinmeyen yüzlerce çocuk kayıp. 11 Ocak’ta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş kayıp çocuk olmadığını söylese de hâlâ çocuklarını arayan ebeveynler durumu yalanlıyor. Bir yılın dolmasıyla ise kayıp vatandaşlar artık ölü sayılacak. Konuya ilişkin İYİ Parti’nin depremden etkilenen bölgedeki enkazlarda kaybolan vatandaşların tespit edilmesi, çocuk kaçırma iddialarının kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesine yönelik araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Depremin ardından deprem bölgesinde kayıp çocuklara ilişkin ve deprem bölgesindeki son durumla ilgili Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar ile konuştuk.
“Hükümetin nezdinde büyük bir ihmal ve sorun var”
Deprem bölgesindeki kayıp çocuklarla ilişkin bir çalışma yapılıp yapılmadığıyla alakalı İçişleri Bakanlığına 18 Kasım’da soru önergesi verdiklerini dile getiren Cem Avşar, bakanlıktan herhangi bir cevap gelmediğini kaydetti. Depremin yıldönümüne yakın tekrar gündeme geldiğini hatırlatan Avşar, “Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum geçenlerde vefatlarla ilgili 130 bin gibi bir sayı telaffuz etti. Kurum, bugüne kadar depremlerde kaybettiğimiz vatandaşların sayısı diyor. Fakat bu sayıyı neye göre söylüyor. 1999 depremiyle bu depremi koyarsak başka başka sayılar çıkıyor ortaya. Velhasıl kelam burayla alakalı büyük bir hem kamuoyu vicdanında hem de hükümetin nezdinde büyük bir ihmal ve sorun var” dedi.
“Bir yıl sonra hukuken hepsi öldü ilan edilecek”
Depremin ardından bir senenin dolmasıyla kayıp çocukların statüsünün ölüye dönecek olmasını değerlendiren Avşar, “Deprem bölgesinde, o süreçte cenazelerin bir kısmının kepçelerle molozlar arasında kalabildiği görülmüştü. Böyle aceleci hemen enkazları kaldıralım gibi bir göz boyama girişimi olarak değerlendiriyoruz biz o süreci. Dolayısıyla bu eksik yapılan işlerden bir tanesi. Burada vatandaşlar cenazelerini, yakınlarının cansız bedenlerinin akıbetini bile merak ediyorlar. Bir devletin bunu karşılamak en büyük görevi, en büyük borcu. Fakat bu süre doldurmaya yönelik bir hareketse de bir yıl sonra hukuken hepsi öldü ilan edilecek” diye konuştu.
“Acılarını istismar ederek milleti kandırmayın”
Deprem bölgesinde bazı yerlerde moloz temizliği yapıldığını bazı yerlerde hala hasarlı binaların yıkımlarının devam ettiğini kaydeden Avşar sözlerini şöyle sürdürdü;
“Daha yıkımlar bile tamamen tamamlanmış değil. Yani hasarlı binalar yıkılmamış ki yerine yenilerini yapsınlar. Nispeten bazı yerlerde TOKİ inşaatları var. Tabi ilk gün hazır olacağını, teslim edeceklerini söyledikleri rakamlarla mümkün değil örtüşmesi. Biz o zaman da söyledik. Bu gerçekçi değil. Vatandaşın gözünü boyamaya yönelik, acılarını istismar ederek ‘konutları bir yıl içerisinde teslim edeceğiz’ diyerek milleti kandırmayın. Doğrusunu söyleyin. Bir projeksiyon çizin 3-5 yıl 6 yıl neyse. Bu vatandaşların önce barınma ihtiyacını, sağlık ihtiyaçlarını, çocukların eğitim ihtiyaçlarını sağlayın. Ondan sonra zaten ayağa kalkma yavaş yavaş başlar”
“Kurum, İstanbul’la alakalı bambaşka sözler veriyor”
“Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Kurum o gün bile her şeyimiz hazır. Konutlarımızı yapacağımız diye geziyordu ortalıkta” diyen Avşar, “Dedik ki; bir master planın var mı? Açıkla planını. Master planını açıklamadan zaten apar topar seçim oldu iş bitti. Şimdi çıkmış o sözleri başkası vermiş gibi İstanbul’la alakalı bambaşka sözler veriyor. Sen 6 Şubat depremlerinden sonra deprem bölgesine gidip verdiğin sözlerin arkasında duracaksın ki vatandaştan tekrar yeni bir defter için yeni bir iddian için oy istemeye yüzün olsun” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşın ihtiyaç noktasındaki eksiklikleri karşılanabilmiş değil”
Hükümetin, AKP’nin verdiği sözleri yerine getirmesinin mümkün olmadığını söyleyen Avşar sözlerini şöyle tamamladı;
“Hükümet, sürekli sözler verip, ortaya atıp ondan sonra onu tutmamasıyla biliniyor zaten. Dolayısıyla deprem bölgesinde maalesef daha tam anlamıyla yapılaşma ve vatandaşların ihtiyaç noktasındaki eksiklikleri karşılanabilmiş değil. Bu ülkeyi bizim AKP’nin yapmış olduğu vaat siyasetinden, söz verdiğini yapmama siyasetinden, en özet tabirle yalan siyasetinden kurtarmamız lazım. Vatandaşın tekrar siyasete güvenmesi için de tekrardan bu şu an her alanda çöküş yaşayan toplum için de tek ayağa kalkış yolu budur”