Haber: Betül Vural
6 Şubat depremlerinin ardından uyuz vakalarında yüzde kırk artış görüldüğü açıklandı. Uzmanlar, kaşıntılarla başlayan hastalığın, bir salgına dönüşmesinin an meselesi olduğunu belirtti. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Sema Karaoğlu, ‘’Uyuzun girdiği ortamda, o ortamda bulunan herkesin tedavi olması gerekir’’ dedi.
2 ila 6 hafta içinde belirtileri ortaya çıkan hastalığı ‘insandan insana bulaşan bir parazit’ olarak tanımlayan Karaoğlu, ‘’Uyuz, tokalaşmak gibi kısa temaslarla bulaşmaz. Yatılı okullarda, hastanelerde, askeri birliklerde yani toplu yaşam alanlarında bulaşır’’ dedi.
‘’Uyuzun 40 gün kuluçka süresi vardır’’
Özellikle aynı yatakta yatan kardeşler ya da eşler arasında uyuzun yayılma olasılığının yüksek olduğuna dikkat çeken Karaoğlu, ‘’Bu, ten temasıyla insandan insana bulaşan bir parazittir’’ diye ekledi.
Uyuzun tedavisinden de bahseden Karaoğlu, ‘’Tedavisi kolaydır. Fakat uyuzun 40 gün kuluçka süresi vardır. Bu sebeple bulaşan kişiler belirtileri hemen göstermez. Uyuzun girdiği ortamda, o ortamda bulunan herkesin tedavi olması gerekir. Sadece bir kişiye tedavi yapılırsa bu etkili olmaz. Örneğin, bir yatakhaneye uyuz girdiyse, o yatakhanede kalan herkes tedavi edilmelidir’’ ifadelerini kullandı.
‘’Çamaşırlar 60 derecede yıkanmalı’’
Uyuza karşı alınabilecek önlemlere değinen Karaoğlu, çamaşırların 60 derece sıcaklıkta yıkanması gerektiğine dikkat çekti. Karaoğlu, ‘’Yıkanamayan çamaşırlar dış ortamda 3 gün boyunca havalandırılabilir. Ya da kapalı ortamda, bir torbanın içinde saklanabilir. İki-üç gün sonra parazit dış ortamda yaşayamaz’’ diye konuştu.
‘’Mültecileri tedavi edemiyoruz’’
Uzmanların, uyuz vakalarının depremden sonra artış gösterdiği yönündeki açıklamalarını destekleyen Karaoğlu, ‘’Depremden sonra hijyen koşulları kötüleştiği için vakalarda artış oldu. Ayrıca, insanların transferlerinin artması da parazitin taşınmasına yol açtı’’ şeklinde konuştu.
Uyuz vakası görülen mültecilerin tedavisinde zorlandıklarını belirten Karaoğlu, toplu tedavinin öneminin altını çizdi. Dil sorunu sebebiyle tedaviyi mültecilere net olarak aktaramadıklarını söyleyen Karaoğlu, ‘’Mültecilerde, aile tedavisi yapılmasını söylesek de sadece hasta kişi tedavi oluyor. Bu da etkili bir sonuç olmuyor’’ dedi.