Mısır Çarşısı davasında yargılanan ve Haziran 2022 tarihinde dördüncü kez hakkındaki beraat kararı bozulan sosyolog Pınar Selek'in davası bugün İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.  Duruşmayı Fransa’dan akvisitler, sendika temsilcileri ve hak savunucuları izledi.

Avukatların kimlik bilgilerini iletmesinden sonra başlayan duruşmada ilk olarak Pınar Selek'in avukatı ve babası Alp Selek konuştu: 

"Bu dava açıldığında yeni doğan çocuk büyüdü, avukat oldu Pınar’ı savundu. Sahte belgelere dayanarak açılan bu davaya ilişkin biz savunma yapmak durumunda değiliz. Kırmızı Bülten’e göre Pınar’ın ifadesini beklemek zorundayız. Haksız bir dava. İnsanları bitiren, yıpratan bir dava."

Duruşmada konuşan ikinci sanık Abdülmecit Öztürk’ün avukatı, tutuklamaya dair yakalama kararının kaldırılmasını talep etti. Bu kararın gerekçesini talep etti. Hakim ise “Karar açıklandı” dedi.  

"Pınar bizim için bir sembol"

Fransa’dan gelen avukatlardan Dayanışma Avukatları-Sınır Tanımayan Savunma grubundan Ceza Avukatı Françoise Cotta, şunları söyledi:

“Avukatlarımız Sınır Tanımayan Savunmacıları’ndan geliyoruz. Pınar Selek bizim için bir sembol. Bizim için özgürlüklerin savunmanın sınırı yok. Biz Pınar Selek’e adalet gelsin diye geldik. Biz burada Türkiye’de tutuklu olan diğer avukatlar için de burdayız. Onların da serbest bırakılmasını istiyoruz.”

"Bir insan çok kez yargılanamaz"

Sınır Tanımayan Avukatlar’ın başkanı Etihane Lesage ise şu ifadeleri kullandı: 

“Biz buraya daha çok avukatların duruşmaları için geliyoruz daha çok. Bugün istisna bir durumdan buradayız. Kendisi avukat olmayan bir akademisyen için ilk kez geldik. Bir insan çok kez yargılanamaz. Bir beraattır.”

Savcı “Alınan beyanlara diyecek bir şey yok. Suçu işlediklerine dair suçları var. Sanıkların yargılama sonrası alabilecek ceza miktarı belirlenerek, Pınar Selek hakkında kırmızı bülten kararının devamına, sanık Abdülmecit Öztürk hakkında yakalama kararının infazına kamuoyu adına talep ediyoruz” diye konuştu.

Ara kararlar 

Mahkeme başkanı ara kararını açıkladı:

  • Sanık Pınar Selek hakkında tutuklama kararının devamına, yedi gün içinde İstanbul 16. Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilebilir. 
  • Kırmızı Bülten’le Pınar Selek'in istenmesi karar verildi. 
  • Sanık Abdülmecit Öztürk hakkında tutuklanmasına yönelik arama kararının devamına karar verildi.
  • Duruşma, 28 Haziran 2024'e bırakıldı.  

Hakimden Cotta'ya: Hakimler kararlarıyla konuşur

Fransa’dan gelen avukatlardan Dayanışma Avukatları - Sınır Tanımayan Savunma grubundan Ceza Avukatı Françoise Cotta tekrar söz aldı:

“Alp Bey'in dediği gibi bu dava çok uzun yıllardır sürüyor. Siz kaç yıl daha devam ettireceksiniz bu davayı? Biz yine geleceğiz. Geçen duruşmaya da gelmiştik.”

Hakim, "Hakimler kararlarıyla konuşur" dedi.

Açıklamaya polis engeli 

Duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi bahçesinde açıklama yapmak isteyen avukatlara ve Hala Tanığız Platformu'na polis, "Kağıthane Kaymakamlığı'nın yasak kararı var" ifadelerini kullanarak izin vermedi. 

"25 yıl 4 beraat"

  • Hak savunucuları ve avukatlar, açıklamayı adliye önündeki merdivenlerde yaptı. Açıklamada açıklamalarda bulunan Karin Karakaşlı şunları söyledi: 
  • Bu kimbilir kaçıncı basın açıklamamız. Dahası hukuk zemini ortadan kalkmış bir ülkede bu eşzamanlı yürütülen kaçıncı mücadele. Rakamlarla konuşalım mı? Sıfır suç, 25 yıl, 4 beraat eşittir Pınar Selek davası. 25 yıl, 4 beraat ve her seferinde beraatin bozulması üzerine kurulu bir işkence.
  • Bir insanı bilimsel çalışmaları ve duruşu için cezalandırmaya azimli bu hukuk cinayeti 90’ların olağanüstü koşullarında başladı. Gaz kaçağından kaynaklı bir patlamayı bombaya dönüştürdüler. Antimilitarist, şiddet karşıtı, feminist ve aktivist bir sosyoloğu, o bomba dedikleri komployla çevrelediler. Arkaik dönemden kalma avukatsız ifade tutanakları ve sahte deliller yıllardır çürütüldü. Bir hakikat tam dört kez ilan edildi. Şimdi sanki duvara konuşmuşuz gibi aynı karar 25 yılın sonunda karşımızda. Biz de yine buradayız.
  • Bakın bugün burada Pınar’ın hayatının kesiştiği, onunla ve bizlerle dayanışmak için gelen kalabalık bir heyet de var yine aramızda. Milletvekilleri, belediye başkan yardımcıları, akademisyenler, feministler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanları dayanışmak için bizlerle. Elbette biz de tam olmamız gereken yerdeyiz. Kalbine koca dünyayı sığdıran Pınar’ı ülkesine de sığdırmak için buradayız.
  • Biz Pınar’ın suçunun ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Devlet siyasetinin görünmez kıldığı, sesini bastırdığı herkese kendini doğrudan ifade etme imkânı verdiği için suçlu.
  • Neden barışamadık diye sorduğu, kadın haklarından LGBTİ+ harekete, Kürt, Ermeni meselelerinden sokak çocukları ve göçmen politikalarına nerede bir dert varsa oraya temas ettiği için suçlu. Buluşturduğu ve birleştirdiği için suçlu. Kurban olsunlar böyle suça demek için buradayız.
  • Hâlâ Tanığız Platformu diye yola koyulduğumuzda bu ismin nasıl bir kara mizaha dönüşeceğini tahmin etmemiştik. Bizler Pınar’ın çalışmalarına, kişiliğine, ağlar öre öre hepimizi çoğaltan varlığına tanıktık. Ama sonra bu hukuk cinayetinin tanığı olarak bulduk kendimizi. Tanık olmak sorumluluktur. O sorumluluğu bir kez daha yerine getirmek için buradayız.
  • 25 yıl gibi Türkiye yakın tarihine denk gelen bu dönemde zorla kaybetmelerin, bombalamaların, faili meçhullerin, zamanaşımına terk edilen katliamların cezaevinde haksız yere rehin tutulanların mücadeleleri verildi, veriliyor. Daha dün heyetle toplantımız sırasında Gezi Direnişi davasında onanan akıl almaz cezalarla sarsıldık. Burada hayat damar damar birbirine kenetli mücadelelerle akıyor.
  • Bizden Pınar’ı, Pınar’dan beraatini eksiltemeyecekler. Bir insan işlemediği suçtan daha kaç kez yargılanır, daha kaç kez beraat eder? Geri döndürülemez, nihai beraate gözümüz gibi bakıyoruz. O aynı zamanda bizim adil, özgür, eşit bir temelde kurulu bir hayat ve ülke hayalimiz. Burası aritmetiğin bittiği yer. Biz hayat için hesap soruyoruz. Hakikat için hesap soruyoruz. Ve elbette kazanacağız.

Fransa’dan gelen destekçiler 

Françoise Cotta (Dayanışma Avukatları - Sınır Tanımayan Savunma); Roya Citoyenne, Guido Ehrler (İsviçre Demokrat Hukukçuları); Pierre Guillon, Alice Lamailloux (Fransa Avukatlar Sendikası); Pierre-Ann Laugery (Hauts de Seine Barosu Eski Başkanı); Etienne Lesage (Dayanışma Avukatları -Sınır Tanımayan Savunma); Lina Sinan (Fransa Avukatlar Sendikası). 

Editör: Deniz Dalgıç