Gazeteci Fehmi Koru, “Doğurgan bir parti olarak CHP, galiba içinden yeni bir parti daha çıkaracak” başlıklı yazısında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yüz yıllık bir parti olduğuna değindi. CHP’nin 100’üncü yılında en ciddi çalkantılarından birini yaşadığını belirten Koru, 1960’ların Sekizler Hareketi’ne işaret etti. CHP’nin geçtiğimiz seçimlerde 12 büyükşehir belediyesi kazandığını anımsatan Koru, 2024’te yapılacak yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı kaybedebileceğini aktardı.
Koru, iktidar cephesinin şimdilerde 14 ve 28 Mayıs seçimi öncesi yaşadığı tedirginlikten çok uzak göründüğünü vurguladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP içindeki rekabette başı çekmesinin ‘garip’ olduğunu ifade Eden Koru’nun yazısı şöyle:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ikinci yüzyılına Türkiye Cumhuriyeti’nden önce girdi. Arada bir dönem -1980 sonrası- kapatılma olsa da sonuçta 100 yıllık bir parti CHP.
Yüzüncü yılında tarihinin en ciddi iç çalkantılarından birini yaşıyor…
‘En ciddi iç çalkantı’, sonrasında bir ayrışmaya ve yeni bir partiye vücut veren 1960’ların Sekizler Hareketi’ydi. Turhan Feyzioğlu ve arkadaşlarının liderliğinde oluşan hareket TBMM’deki CHP Meclis grubunda azımsanmayacak sayıda milletvekiline sahipti.
Feyzioğlu ve arkadaşları lider İsmet İnönü tarafından Bülent Ecevit karşısında desteklenmelerini beklerken, kendilerini sonunda CHP dışında ve yeni bir parti çatısının altında –Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin (CGP)- buldular (1967).
CHP’nin İnönü’den sonraki lideri gözüyle bakılan Feyzioğlu siyasi hayatına CGP’de devam etmek zorunda kaldı.
İnönü’nün desteğiyle rakiplerini parti dışına iten Ecevit, birkaç yıl sonra -1972’de- liderin de CHP’den istifasını getiren gelişmeler başlattı ve kendisi CHP’ye genel başkan oldu.
Bugün CHP saflarında yer alan politikacıların partilerinin tarihini iyi bildiklerinden emin değilim. Bilselerdi, şimdilerde başlattıkları iç çatışmaların nereye varacağını hesap edebilir ve pozisyonlarını ona göre belirlerlerdi.
Şimdilerde CHP’de ne olduğuna bakalım.
Kısa süre önce yapılan seçimde CHP beklentilerin gerisinde kaldı. Yüzde 20-25 arasına sıkışmışlığını aşamadı.
Genel seçimde yaşanan yenilgiydi.
Buna karşılık, cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşturulan ittifakın adayı olan genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda sonuçlanmayan seçimin ikinci turunda 25 milyona ve %48’e yakın bir oy alabildi.
Cumhurbaşkanı seçilemedi ama çok partili dönemde CHP’nin veya CHP’li birinin hiç erişemediği bir oy oranını Kılıçdaroğlu alabildi.
Genel seçim sonucunu öne çıkartan parti içi muhalefet Kılıçdaroğlu’nun görevini bırakmasını isterken, Kılıçdaroğlu da kendi oyunu ileri sürerek partinin başında kalmaya devam etmek niyetinde.
Vaktiyle CHP’den seçilmiş bir belediye başkanı -Bolu belediye başkanı Tanju Özcan– destekçileriyle birlikte Kılıçdaroğlu’nun istifasıyla sonuçlanması niyetiyle bir yürüyüş başlattı; seçimin son anına kadar Kılıçdaroğlu’ya birlikte hareket eden bir başka belediye başkanı -İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu– da Kılıçdaroğlu’nun kurultayda yeniden aday olmamasını sağlamayı amaçlayan bir başka harekete liderlik ediyor.
Herkesin ağzında aynı kavram var: Değişim…
İmamoğlu o kavramın içini halkın doldurmasını sağlamanın peşinde.
Kılıçdaroğlu ise, gerçek anlamda ‘değişim’in kendisine 25 milyon oy getiren formül olduğu iddiasında.
Ne olacak şimdi?
Muhalif olarak isimleri geçenler ile destekçilerinin hiçbiri yola o niyetle çıkmış olmasalar bile, CHP’nin 100 yıllık tarihi içerisindeki benzer hareketlenmelere bakarak benim vardığım sonuç, yaşı bir yüzyılı bulan partinin bu defa da yeni bir partiye ebelik edeceğidir.
1945 dolayımında ‘dörtlü takrir’ hareketinin DP’ye yol vermesi gibi…
1960’lardaki ‘ortanın solu’ çıkışının oluşturduğu rakip taraflardan birinin Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni doğurduğu gibi…
Yakın tarihlerde CHP içinden doğan -Memleket Partisi gibi- başka partileşmeler de oldu.
Doğurgan bir parti CHP; bu defa da içinden yeni bir parti çıkabilir.
Son yerel seçimde 12 büyükşehir belediyesi kazanmıştı CHP; böyle giderse onların pek azını elinde tutabilir.
İstanbul ve Ankara’yı da kaybedebilir.
Garip olan, şimdiki rekabette başı İstanbul’un belediye başkanının çekmesidir.
Yoksa zaten kaybedilecek bir seçim için mazeret mi aranıyor?
Tevekkelli, iktidar cephesi, şimdilerde, seçim öncesinde yaşadığı tedirginlikten çok uzak görünüyor.
Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.