Ekranların sevilen yüzü Müge Anlı, ATV’de hafta içi her gün saat 10’da başlayan Müge Anlı ile Tatlı Sert programı ile izleyici karşısına çıkıyor. Esrarengiz olayların yer aldığı programda cinayetler aydınlatılıyor, kayıplar bulunuyor. Avukat Rahmi Özkan ve Doktor Şevki Sözen’in katkılarıyla birbirinden ilginç olaylar aydınlatılıyor. Müge Anlı’da 12 Mart Çarşamba günü neler yaşandı? İşte yanıtı…
Ayşegül Selik bulundu
Müge Anlı, dün "18 yaşındaki Ayşegül Selik kayıp. Dün İstanbul'dan kaybolmuş. Üniversite sınavlarına hazırlanıyormuş. Babası ve annesi aramızda. Geçen yıl liseden mezun olmuş. Dershaneye gitmek için çıkıp ortadan kaybolmuş" açıklamasında bulunmuştu.
Melek ve Birol'un kızı bulundu ancak evine dönmeyi reddetti. Müge Anlı, "19 yaşında Özcan diye bir erkek arkadaşı varmış. Özcan Trabzon'da yaşıyormuş. Özcan'ın annesi telefon hattında" dedi.
"Babası kızı taciz ediyormuş"
Özcan'ın annesi Nurcan Hanım, "Ayşegül benim yanımda. Benim bu olaylardan hiç haberim yoktu. Oğlumun halası 2 gün önce bizi aradı. 'Özcan'ın kız arkadaşı gelecekmiş. Misafir edecekmiş' dedi. Ben oğlumu aradım. 'Bu kız kaçıyor mu? Arkadaş olarak mı geliyor?' dedim. Anne geliyor, geri dönmeyecek' dedi. Babası, halaları çok kızdı. Trabzon meydanda buluştuk. Konuştuk. Neden geldiğini sordum. Benim oğlum askerliğini yapmamış, küçük çocuk. Kıza bana durumu anlatmasını söyledim. 'Abla ben babam yüzünden geldim. 2 yıldır Özcan'la konuşuyordum' dedi. Açıkça konuşayım babası kızı taciz ediyormuş. Kız yemin ediyor. 'Ablama da yapıyordu. Teyzeme bile yaptı' dedi" diye konuştu.
"Babam yüzünden evden kaçtım"
Telefonu alan Ayşegül, "Müge Abla ben seninle özel konuşmak istiyorum. Yayında konuşmak istemiyorum. Evet anlattıklarım doğru. Annem de biliyor. Zaten bu yüzden ayrılmışlardı. Ayrıldılar bir dönem. Sonra geri barıştılar. Ablama da taciz uyguluyordu. Ben gayet ne yaptığımın farkındayım. Cahil cesaretiyle yaptığım bir şey değil. Şikayetim olmadı. Şikayet edersem üzerimde daha fazla baskı olacağını düşündüm. Bu olayı yaşadığım son gün ablamla konuştum. Ablam, 'Bana da aynı şekilde yapıyordu ben söyleyemedim' dedi. Anneme anlattık. Anneanneme gittik. Teyzemler, 'Biz küçükken bize de aynı şeyi yaptı' dediler" diye konuştu. Baba Birol, canlı yayında fenalaştı.
Anne Melek, "Biz bir süre ayrıldık ama eşim kötü arkadaşlara takıldı. İçki içiyordu. Ben idrak edemiyorum. Benim çocuğum ne söylüyor? Hiçbir şey anlamıyorum. Biz bunları yaşasak neden geri döneyim? Eşim beni aldattı. Böyle bir şey yok. Öyle bir şey olsa ben çocuklarımın arkasında olmaz mıyım? " dedi.
"Ayşegül yalan söylüyor"
Ayşegül'ün "ben cinsel istismar ve tacize uğradım" açıklamalarının ardından Ayşegül'ün teyzesi ve ablası canlı yayına bağlanarak "Ayşegül'ün söyledikleri doğru değil. Ayşegül'ün söyledikleri kesinlikle yalan. Biz ona kızarız diye, eve geri dönmemek için böyle bir yalan söylüyor" açıklamasında bulundular.
Müge Anlı, Ayşegül'ü şu sözlerle uyardı:
"Eğer bu sözlerin doğru değilse lütfen düzelt. Eğer doğruysa gidip şikayetçi ol. Babanın da annenin de ifadesini alsınlar. Çocuğun sözü esastır. Kaçtığın için anne ve baban seni tamamen silsinler diye böyle bir şey mi ortaya attın. Bahsettiğin şey çok ciddi bir şey. Bunun çok ciddi cezası var. 13 yaşından beri tacize uğradığını söylüyorsun. Kaçtın da böyle bir şey mi söylüyorsun? Bununla ilgili bir suç duyurusunda bulun. Ak koyun, kara koyun ortaya çıksın. Eğer geri dönmek istemediğin için böyle bir iftira attıysan lütfen düzelt."
Doğru söylediğini açıklayan Ayşegül, "Ben doğruları söylüyorum. Belli ki inkar edecekler. Ben eve dönmeyi düşünmüyorum. Olayın uzamasını da istemiyorum" dedi.
Anne Melek "Babasıyla arası çok iyiydi. Tatile giderdik. Babası öpünce 'diğer taraftan da öp' derdi. Bizim korkumuz olsa bizim burada ne işimiz olur? Böyle bir şey olsa neden buraya çıkayım? 6 sene nasıl saklayabilirim? Ayşegül yaktın bizi Ayşegül" sözleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Ayşegül'ün 24 yaşındaki ablası Burçin, "Kardeşim yalan söylüyor. Babamız bizi taciz etmedi. Ayşegül'ü psikolojik sorunları vardı" dedi.
Baba Birol, "Burçin kızım sen Ayşegül hakkında kötü şeyler söyleme. Beni yaktı. Söylediklerini kabul etmiyorum. İnanamıyorum. Biz yine kızımızın arkasındayız. Kızımıza destek olacağız. Burçin kızım, teyzelerine ve sana sesleniyorum. Benim erkek arkadaşından haberim yoktu. Yine ben sineye çekeceğiz. Kızımızdır, evladımızdır. Bunun savunmasını yapamam. Bu konuda kendimi nasıl savunayım? Şahidim Allah'tır. Ne yapabilirim ki? Ben nasıl bir savunma yapabilirim? Ben yanlış bir yola saptım. Alkol almıştım. Yanlışımdan geri döndüm. Bunu anlatmak istememiştim ama bunu eşime itiraf ettim" dedi.
Battal Dinçer bulundu
Ağrılı 20 yaşındaki Battal Dinçer, İstanbul’da çalıştığı tekstil atölyesinden çıkıp kaybolmuştu. Kendisinden 6 gündür haber alınamıyordu. Kendisini aramak için kardeşi Barış, Müge Anlı stüdyolarına geldi. Battal’ın psikolojik sorunları olduğunu anlattı.
Battal günler sonra Kağıthane'de bir apartmanın merdivenlerinde uyurken bulundu. Battal'ın 6 gündür iftar çadırlarında yemek yediği öğrenildi. Psikolojik sorunları olduğu görülen Battal'a bu konuda yardım edileceği belirtildi.
Ece Gürel'in ailesi canlı yayında
Belgrad Ormanı'nda kaybolan 35 yaşındaki peyzaj mimarı Ece Gürel kaybının 4. gününde sağ olarak bulunmuştu. Ancak tedavi görmek üzere kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Ece'nin ölüm nedeni uzun süre açlık ve susuzluğa bağlı çoklu organ yetmezliği ve hipotermi olarak açıklandı.
Ece Gürel'in ölümünün ardından Ece'nin ölümüne ilişkin kafalarda çok sayıda soru işareti oluşmuştu. Ece Gürel'in ailesi kızlarının ölümüne ilişkin soru işaretlerini aydınlatmak için Müge Anlı stüdyolarına geldi. Ece Gürel'in annesi, babası ve eşi Sezer canlı yayında Ece'nin 4 gün boyunca nasıl hayata tutunduğunu araştırıyor.
"Acımızı yaşayamadık"
Ece'nin eşi Sezer, "Eşim hayat dolu. Beraber mutluluklar yaşadık. Birlikte yurt dışı gezilerine çıktık. Fırsat buldukça tatil yaptık. Gezmeyi çok severiz. 10 yılı aşkın süredir birlikteyiz. Aile içinde hep toz pembe mi? ya da sosyal medyada görülen gibi mi? Eşim 4 üniversite mezunu. Yarışma programına katıldı. Okumayı çok sever. Hayat dolu. Astrolojiyle ilgileniyordu ama ilgi çekmek için farklı yönlere çekildi. Sosyal medyasına baktığınızda nerelere gittiğinizi söyleyebilirsiniz. Acımızı yaşayamadık. Cadılık konusu bizi çok üzdü. Ben bunları sonradan duydum. Eşini neden yalnız bıraktın? diyorlar. Ben eşimi mutlu etmeyi severdim. Onun istediği şeyleri yapmayı severdim. Eşim bir kursa katılmak istediğinde katılırdı. Eşimin astrolojiye ve tarota ilgisi vardı. Ben ona yardımcı oluyordum. 2 haftada bir değil ama kursları tabi olabilir. Sosyal medyada gezen çığlık videoları saçma sapan bir şey. Ece'nin bununla ilgisi yoktu. Eşimin ruh hali de belli zaten. Herkese pozitiftir. Otobüste bile teşekkür ediyor. Onun yaşam felsefesidir. Biz orada 4 gün neler çektik? Sosyal medyadan konuşmak kolay. Gelip halimizi görselerdi. Biz orayı daha önce de gezdik" dedi.
"Ormana gideceğini bilsem ben de giderdim"
Sezer, "Eşinden gizlediği bir şey mi var? olmasın. Bizim gizlimiz yok. İmkanı yok. O yürüyüş yolundan asla ayrılmazdı. 4 gün eşimin oraya nasıl çıktığı ve 4 günün sonunda nasıl bulunduğu arasındaki zaman bizim için muamma. Eşimin birkaç tane benim bildiğim şifreleri vardı. Onları verdim ama hiçbir zaman şifre koyduğu zaman 'Bana şifreyi vereceksin' demedim. En son sabah benim kendi babamla konuştu. Annemi, kayınpederimi aramış. Telefonunun açılıp açılmadığını bilmiyoruz ama polis Ece'nin son görüştüğü kişileri aradı. Ben eşimle kavga etsem, tartışsak, birbirimize vursak daha kötü olacaktı. Eşimle hiçbir zaman saldırı şeklinde tartışmamız olmadı. Kimse 'Ben artık daraldım, bir hava alıp geleyim' demiyor mu? Kimse gitmiyor mu? Ben eşimin Belgrad Ormanı'na gideceğini bilmiyordum. Eşimin ormana gideceğine inanmazdım. Eşim dini değerlerine bağlıydı. Okuyan bir insandı. Belgrad Ormanı'nda böyle bir şeye hiç katılmadı. Böyle bir şey olsa eşimle giderim, asla yalnız bırakmam" diye konuştu.
Numaralar ne anlama geliyor?
Sezer, sosyal medya hesabında yazan, frekans düzenlediğine inanılan ve şifa olduğu konuşulan numaraları şu sözlerle açıkladı:
"Ece astronomi dersleri aldığı için rakamların uğurlu olduğuna inanırdı. Eşimin cadılık kursuna gittiğine şahit olmadım. O sayıları Ece bana söyledi. Ben onları yazdım. Ne anlama geldiğini anlamıyorum. Ece sosyal medya düzenlemem konusunda bana yardımcı olurdu. O pozitif bakmayı severdi. Eşim kurşun döker. Bu yanlış bir şey değil. Evde Kur'an açardı. Arkadaşlarına, dostlarına dökerdi. Ben onun kurslarına çok dahil değildim."
"Ece online kurşun döker, hacamat yapardı"
Ece'nin annesi, "Bizler yaptırmıyorduk ama Ece ilgi duyuyordu. Ece online kurşun döker, hacamat yapardı. En son bize hacamat yaptı. 'Bunu sizin için öğrendim' demişti. Hobi amaçlı yapardı. Ben bunlara hurafe gözüyle bakmıyorum. Bizim çocukluğumuzda da vardı bu. Eskiden tıp bu kadar gelişmemişti. Çantasında tarot kartları yoktu. Eğer o amaçla gitseydi kartları yanında olurdu" dedi.
"4 gün ormanda kalması mümkün değil"
Ece'nin babası, "Ben artık ne düşüneceğimi bilmiyorum. Biz de orada 4 gün boyunca yaşadık. Ateş başında durduk. 4 gün ormanda kalması mümkün değil. Yine navigasyonla yolunu bulurdu. Biz 4 gün ormanda kaldığına inanmıyoruz. Ne diyeceğimi şaşırdım. O kız orada kalamaz. 'Ece'yi biri aldı götürdü, sonra tekrar getirdi' diye düşünüyoruz. Benim kızım o karanlıkta kalmaz, kalamaz. Oraya asla çıkmaz benim kızım. Bentlere kadar gider geri gelir benim kızım. Çünkü ben kızımı biliyorum. Kızım biriyle, arkadaşıyla dahi buluşacaksa benim haberim olurdu. Sürekli arardı. Bizde bağımlılık var. Oğlum Avustralya'da onunla da her gün konuşuruz. Benim kızım ayin yapmaya değil, kafasını dağıtmaya oraya gitti. Sadece mezarlığa gidip geliyorum. 'Cadılık okuluna gidiyormuş, ayin yapıyormuş' demeleri bizi kırdı. Eğer öyle bir şey varsa açıklasınlar" dedi.
Ormandan bir kadın çığlığı sesi duyduğunu söyleyen Harun, Müge Anlı stüdyolarına geldi. Harun, "Neşe suyu civarındaki güvenlik bir kadın çığlığı duymuş ama çakal sesi olduğunu düşünmüş. Güvenlikçi, 'Ben uzun zamandır burada çalışıyorum. Çakal sesi duymam o güne mi denk geldi' diye sordu. Bana bu çığlık sesini çok önemsemediler gibi geldi. 2 dakika arayla 2 çığlık sesi duyuldu" dedi.
Fulya biyolojik ailesini arıyor
45 yaşında 2 çocuk annesi Fulya Akın biyolojik ailesini aramak için Müge Anlı stüdyolarına geldi.
20 Aralık 1979 doğumlu olan Fulya, 20 günlükken evlat edinilmiş.
Aradığı ailesinin o dönem Bursa'da yaşadığı bilgisi kaydedildi.
Fulya, "Kardeşlerim varsa tanımak istiyorum. Rüyamda kardeşlerimin olduğunu gördüm" dedi.
Fulya'nın kadın doğum uzmanı olan eniştesi Erdal Ahad, "Ben kadın doğum hekimiyim. Çocuk bakım yurdu vardı. Ben oradaki yöneticilerden yakın ilişki içinde olduğum için Fulya konusunda aracı oldum. Fulya'yı bana getiren şahsı tanıyordum. Çünkü kendisinin ameliyatında bulunmuş ve dost olmuştum. fulya 20 günlükken Ülkü Alan isimli kişi verdi" dedi.
Ülkü Alan'ın ablası Ülker Alan yayına bağlanarak, "Günaydın, Ben sizi her gün seyrediyorum. Ben Ülkü'nün kardeşiyim. Ben bu konuda ablamdan böyle bir şey duymadım" açıklamasında bulundu.
Ülkü Bey'in Bursa'da bir saatçi dükkanı olduğu, kardeşi Mehmet'in ise yemek işiyle ilgilendiği bilgisi paylaşıldı.
