Ekranların sevilen yüzü Müge Anlı, ATV’de hafta içi her gün saat 10’da başlayan Müge Anlı ile Tatlı Sert programı ile izleyici karşısına çıkıyor. Esrarengiz olayların yer aldığı programda cinayetler aydınlatılıyor, kayıplar bulunuyor. Avukat Rahmi Özkan ve Doktor Şevki Sözen’in katkılarıyla birbirinden ilginç olaylar aydınlatılıyor. Müge Anlı’da 12 Eylül Perşembe günü neler yaşandı? İşte yanıtı…
İsmail Demir öldürüldü mü?
36 yaşındaki iki çocuk babası tekstilci İsmail Demir'e aylardır ulaşılamıyor. İsmail Demir'in kaybının 22. gününde yayına gelen ablası ve kardeşi İsmail'in tekstil firması olduğu yanında Suriye uyruklu bir kadın çalıştığı onunla samimi olduğu ve imam nikahı kıydığını anlattı. Vesile adındaki kadının yanından kaybolduğunu iddia eden kardeşler, İsmail Demir'in hayatta olmadığını düşünüyor.
Cinayete kurban gittiği düşünülen İsmail Demir'in kaybıyla ilgili sıcak gelişmeleri Müge Anlı aktardı. 140. gününde İsmail Demir'in bir cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Cenazesi ayağına taş bağlı halde bir kuyuda bulundu. Arkadaş Hamdullah Önen ve bir arkadaş gözaltına alındı. Hamdullah'ın İsmail Demir'i öldürdüğü ortaya çıktı.
Yedek aşık ile şaşırtan gelişme
26 yıllık eşini bulmak için Müge Anlı'nın programına katılan Abdulhalim Eliş, dini nikahlı eşi Seher ile eşini aramaya gelmişti. Eşi Leyla Eliş'in kendisini redetmesi üzerine dini nikahlı eşi Seher ile yoluna devam etmek istediğini açıklayan Abdulhalim Eliş, bu kez sevgilisi Seher'i aramak için Müge Anlı stüdyolarına geldi.
Önce eşi sonra sanal arkadaşı kaçtı
Abdulhalim Eliş, "Allah rızası için Seher'i bana bulun. Onu çok seviyorum. Bildiğin gibi değil. Karım aklımda bile değil. Seher bana huzur verdi. Ev cezaevi gibi her yer karanlık. 47 yaşına geldim ama Seher gibi temiz kalpli, düzgün birini bulamadım. Onu çok seviyorum. Başına bir şey gelmesinden korkuyorum. Hayatımda tek Seher olacak. Yemin ederim. Allah şahidim olsun ondan başkası hayatımda olmayack. Seher'in yerini kimse tutmaz. Ben sadece Seher'in peşindeyim. Seher ile resmi nikaha geçeceğim. Pişmanım. Keşke anlaşmalı boşanma olsaydı. Ben sadece Seher ile mutluyum. Benim Seher'in parasında gözüm de yok ihtiyacım da." dedi.
Seher'in gelini Gülbahar Saltık yayına bağlanarak, "Görümcem akşam 7 gibi eve geldi. Evlerimiz bitişik. Baktım sesini duydum. Oğlunu çağırıyordu. Eşimi uyandırdım. Ablan geldi dedim" diye konuştu.
"Bundan sonra kime güveneceğim?"
Abdulhalim, "Şükürler olsun Seher bulundu. Ben onu karım yapacağım. Ölsem de cesedim parçalansa da ben onu karım yapacağım. Benim kalacak yerim var. 14 bin kira ödüyorum. Ben Gölcük'te askerlik yaptım. Eğer Seher gelirse plan yaptım. Gölcük'e taşınacağız. Seher kabul ediyorsa gelsin. Ben iyi-kötü günde onun yanındayım. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim. Ben suçluyum. Suçumu inkar etmiyorum. Hatalarımı kabul ediyorum. İlk eşimde hata yaptığımı kabul ediyorum. Seher neden bana öyle yaptı? Eşim gelsin. Anlaşmalı boşanalım. Eğer Seher geri dönmezse kaderimde bunu çekerim. Köyüme gideceğim. Artık telefon kullanmayacağım. Sosyal medyayı kapatacağım. Bundan sonra kime güveneceğim? Ben kendimi düzeltmeliyim. Ben seviyorum. Gece gözüme bir damla uyku girdiyse Allah benim belamı versin" dedi.
Müge Anlı, Abdulhalim'e Seher'in kendisine dönmek istemediğini açıkladı. Gözyaşlarına boğulan Abdulhalim, "Bu sınavı da kaybettik. Önüme bakacağım. Ben artık karımı da istemiyorum. Karım gelip bana aynı sıkıntıları yeniden yaşatacak. Karıma artık güvenmiyorum. Birinci karım bana karılık yapmaz. O cahildir. Annesini babasını dinleyen bir kadındır. Annesi babası beni bu duruma getirdi. Ben bundan sonra kendimi toparlamanın peşinde olacağım. Sosyal medyayı kapatacağım. Bitti artık. Canım sıkılıyor. Takılıyordum. Bundan sonra beni takip et" dedi.
Çiğdem Koçyiğit bulundu mu?
Çiğdem Koçyiğit 2013 yılında İzmir'den kayboldu. Kaybolduğunda 25 yaşında olan Çiğdem Koçyiğit’ten o günden bu yana haber alınamıyordu. 11 yıl boyunca Çiğdem’in ailesi, genç kadının izine ulaşabilmek için çok uğraştı ancak bu girişimler sonuçsuz kaldı. Çiğdem'in ablası ve kardeşi kendisini aramak için Müge Anlı'ya geldi. Müge Anlı, kardeşlerini aramaya gelen 2 kız kardeşe müjdeli haberi verdi. 11 yıllık hasret bitti. Kardeşlerinin bulunduğu haberini alan iki kadın sevinç gözyaşlarını tutamadı. Gözyaşları içinde yayına bağlanan Çiğdem, "Benim şuan can güvenliğim yok" dedi.
Stüdyoya gelmedi
Çiğdem, "Zamanında bana sahip çıkmadılar. O anlamda aileme çok kırgınım. Ben onlarla tekrar bir hayat kurmak ve onlarla görüşmek istemiyorum. Ben gelemem ama ablam gönderdiğim fotoğrafı bağrına bassın" diye konuştu. Stüdyoya gelmeyen Çiğdem, kendisine ait güncel bir fotoğraf gönderdi. Ablası kardeşinin fotoğrafını görünce gözyaşlarını tutamadı.
Yayına bağlanan Çiğdem, "Gelemedim. Allah razı olsun. Sizin sayenizde ablamı da kardeşimi de gördüm. Birkaç güne gelmeyi ve sarılmayı düşünüyorum" dedi.
Gökhan Atakan öldürüldü mü?
Mühendis Gökhan Atakan doktor eşi Yeliz ile Bursa’dan İstanbul’a giderken Sakarya’dan geçiyor. Gökhan Atakan yolda bir tarladan aldıkları karpuzu Sakarya Nehri’nde yıkarken düşüp boğularak hayatını kaybediyor. Ancak Yeliz'in ikinci eşinin anlattıkları soruşturmanın seyrini değiştirdi. Yeliz’in boşanma aşamasında olduğu ikinci eşi Mehmet Bey, Yeliz’in ilk kocasının bir cinayete kurban gittiğini açıkladı. Yeliz’in doktor sevgilisi Erdal Bektaş ile birlikte Gökhan Atakan’ı Sakarya Nehri’nden çektikleri su ile boğarak öldürüp Sakarya Nehri’ne attıkları iddia edildi.
Gökhan Atakan: İhanete uğradığımdan şüpheleniyorum
Sakarya'da şüpheli şekilde hayatını kaybeden Gökhan Atakan'ın iş arkadaşı yayına bağlanarak, bildiklerini şöyle anlattı:
"2005 yılının yaz aylarında Gökhan ile 3 ay birlikte çalıştık. 17 Ağustos'ta birlikte alkol alıp yemek yedik. O akşam birçok sır verdik. Önce o beni dinledi. Boşanma aşamasındaydım. Onları anlatıyordum. Sonra ben onu dinledim. O bana derdini anlatmaya başladı. 'İyi ki ayrılıyorsun eşinden ben onu da yapamıyorum' dedi. Eşini o akşam 3 kez aradı. 2 kez açmadı, 1 kez meşgule attı. 'Tuvalete bile telefonla giren kadın, benim aramalarıma yanıt vermiyor. İhanete uğradığımdan şüpheleniyorum. Sen yine boşanıyorsun ama benim boşanmam bu kadar kolay olmayacak' dedi. İhanete uğradığından şüphelendiğini söyledi. Eşinin her şeye bir cevabı olduğunu, ailesinden bir destek görmediğini açıkladı. Özel hayatındaki sorunlar işine de yansıyordu. Mühendislik dikkat gerektiren bir iştir. Bu konuda onu uyardım.
"Eşime güvenmiyorum"
Mutsuz bir evliliğinin olduğunu söyledi. Eşini 3 kez aradı. 2'sinde ulaşamadı. Diğerinde meşgule attı. Durumuna çok üzüldüm. Hala telefonumda numarası kayıtlı. Sevdiğim bir arkadaşımdı. Kelimeler boğazımda düğümleniyor. Çok üzgünüm. Ailesine sabırlar diliyorum. 'İyi ki boşanıyorsun. Ben bunu beceremiyorum' dedi. Eşinin çok baskın karaktere sahip olduğunu söyledi. Bir şeylerden şüphelendiğini anladım. Meslektaşımı kaybettiğim için çok üzgünüm. 'Ben bir şeyler seziyorum ama kabullenmek istemiyorum' dedi. Biz şehir dışındaydık. İstanbul'daydık. 3 kez ısrarla aramasının sebebini ben de merak ettim. 'Ben eşime güvenmiyorum. Çünkü lavaboya bile telefonla giden insan benim telefonumu açmıyor' dedi. 'Güvenmediğin evliliği neden devam ettiriyorsun?' diye sordum. 'Bilmediğin şeyler var' dedi. Ben eşinin doktor olduğunu bilmiyordum. Sizin programınızda öğrendim. Gökhan çok naif bir insandı. Programda gösterdiğiniz fotoğrafta giydiği gömleği buluştuğumuz gün giymişti. Görünce çok duygulandım. Kadın öyle bir kadındı ki; her şekilde Gökhan'ı yönetebiliyordu. Rahmetli çok mükemmel bir insandı. Ailesine sabırlar diliyorum."
"Boğulma olmadığı belliydi: Eşi çok soğukkanlıydı"
Gökhan Atakan'ı arama ekibinde yer alan bir kadın, Müge Anlı'nın ekibine ulaşarak o dönem dikkatini çeken konuları şu sözlerle anlattı:
"Genelde ordaydım. Eşiyle bir arada bulunduk. Eşi enteresan bir şekilde soğukkanlıydı. Sonra eşinin babası geldi. O da aynı şekilde soğukkanlıydı. Orada oturup beklediler. Ben eşine, 'Nerden geldiniz?' diye sordum. Bursa'da aile hekimi asistanı olduğunu; eşinin zeytin fabrikasında mühendis olduğunu açıkladı. Karpuzu neden aldıkları yerde yıkamadıklarını sordum. Bana soğuk ve sert bir şekilde 'O karpuzu çaldık. Biz karpuzu yıkıyoruz' dedi. O dönemde suda akıntı yoktu. Adamın boğulmadığı aşikardı. Ben boğulma olmadığından o zaman da emindim. İlk andan aklıma cinayeti getirdim" dedi.
"Yeliz sevgiliyken Gökhan'ı aldatmıştı"
Gökhan ve Yeliz'in ortak arkadaşı yayına bağlanarak, "Yeliz'in ihaneti daha sevgiliyken biliniyordu. Bir tıp balosu vardı. Yeliz tıp balosuna başka bir erkekle geldi. Biz bunu Gökhan'a söyledik. Gökhan da o dönem Yeliz'den ayrılmıştı. Daha sonra evlendiklerini duyduk. 'Hiç ona göre değil, neden affetti?' diye düşündük. Gökhan hiç ona göre değildi. Hiçbir şeyi fazla zorlamamak lazım" diye konuştu.
"Arabada Gökhan'ın kullandığı sigara markası dışında bir sigara paketi vardı"
Gökhan'ın abisi Hakan Bey, "Biz bu olayı biliyorduk. Gökhan o dönem çok yıpranmıştı. Yeliz ona, 'Yanlış görmüşler' demiş. Hatta benim öğrendiğim kadarıyla baloya gittiği adamla birlikte bir gece geçiriyorlar. Gökhan ile evliyken alınmış ses kayıtları var" dedi. Hakan Bey konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben olay günü arabayı gördüm. Paspaslar çamur içindeydi. Ön koltukta ayakkabı izi vardı. O dönem arabada Gökhan'ın kullandığı sigara markası dışında bir sigara paketi vardı. Gökhan'ın cebinde az para vardı. Uzun yola çıkılacak para yoktu. Çantaları yoktu. Pijama yoktu. Gece Erdal'ın arandığı otaya çıktı."
"İstasyona geldiğinde yardım istemedi"
Yeliz'in yardım istemek için gittiği akaryakıt istasyonu çalışanı, "Gece Adapazarı'ndan istasyona geldi. Arabasını uzak bir yere park etti. Gece istasyona gelir gelmez bayılıp düştü. Ayakkabıları kumluydu. Diz kapaklarına kadar suluydu. Sağlık ekipleri geldi. Gözünü açtığında ilk söylediği şey 'Ben de doktorum' oldu. İstasyona geldiğinde herhangi bir yardım talebinde bulunmadı" dedi.