Kars’ın Cumhuriyet köyünde 10 günde 70’e yakın buzağının ölümü halkı tedirgin etti. Köy muhtarı Akın Salik, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün inceleme başlattığını söyledi.

Son 10 günde 70’e yakın buzağının ölümüyle ilgili incelemenin başladığını duyuran köy muhtarı Akın Salik’in "Gerekli bilgilendirmeyi yaptık, hayvanlardan numune alındı. Ölümlerin sebebi belli değil. Ekipler, tahlil sonuçlarına göre tedaviye başlayacak" dedi.

İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinden 10 kilometre uzakta olan köye şap hastalığına karşı aşılama yaptı. Bin 500’e yakın büyükbaş hayvanın bulunduğu köyde aşılamanın ardından buzağı ölümleri başladı. Köylüler, ölen buzağıları el arabalarıyla araziye bırakırken, hastalık belirtisi olan hayvanlar ahırlarda ayrı bölümlere konuldu. Buzağı ölümleri üzerine İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, köye gelip numune aldı. Tahlil sonucunda buzağıların ölüm sebebi belirlenip tedaviye başlanacak.

"Süt de gitti, mal da gitti"

Son bir haftada 10 buzağısının öldüğünü belirten Altın Salik, "Buzağıları 15 dakika içinde öldürüyor. Bir anda ağızlarından burunlarından kan geliyor. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Böyle bir hastalık bugüne kadar görülmemiş. Şap deniyor, veba da olabilir diyorlar ama biz bilemiyoruz. Süt de gitti, mal da gitti. Mandıralara da borçlu kaldık. Şu ana kadar 25 buzağıdan 10'u öldü, kalan 15'i de yaşar mı yaşamaz mı bilemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Köy muhtarı Salik, "Bazı teleflerimiz oldu. Tarım ve Orman Müdürlüğü, birinci aşısını yaptı, ikinci aşıya gelene kadar bu aradaki süreçte hızlı bir şekilde bu hastalık yayılmaya başladı. Ölümlerin sebebi belli değil. Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, tahlil sonuçlarına göre tedavisine başlayacaklar. Hayvan sağlığı şube müdürlüğü ile görüştük, istişare içindeyiz. Onlar da bir an önce çözüm bulmaya çalışıyorlar" açıklamasında bulundu.

"Adeta kıyameti yaşıyoruz"

Köylülerin zor durumda olduğunun altını çizen Cenk Salik ise "Köylünün tek kazancı danaydı, o da gitti. Adeta kıyameti yaşıyoruz. Bu hastalık öyle bir şey ki rüzgârla, havayla her türlü geliyor. İthalden gelen hayvanlardan da gelmiş olabilir" dedi.

Krediyle büyükbaş hayvan aldıklarını anlatan Seringül Samar ise şu ifadeleri kullandı:

"Oğlum bankadan para çekti, mal aldı ama işte böyle mağdur oldu. Hastalığı yeni başlayanları soğuk suyla yıkadık, ateş düşürücü vurduk. Yaptığımız işler hastalığa önleyici olmadı. Hayvanların bir saat ömrü var mı yok mu onu da bilmiyoruz. Bizim 10 tane buzağı öldü. Bir tane de inek ölmüş o da arazide kalmış."

Editör: Ateş Çatıkkaş