Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyada her 160 çocuktan birinin Otizm Spektrum Bozukluğu'na (ASD) sahip olduğunu söylüyor. Türkiye'de 550 binden fazla otizmli çocuk olduğu belirtiliyor.

ABD merkezli Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (Centers for Disease Control and Prevention) hazırlanan verilere göre, en çok otizmli doğum Katar’da. Katar’ı sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Bahreyn ve Suudi Arabistan takip ediyor. Listede İran14, Irak 20’inci ve Türkiye ise 27’inci sırada yer alıyor. En az otizmli çocuk ise Fransa’da.

Otizmin henüz bilinen bir sebebi olmasa da doğumdan önce ve sonra gelişen çevresel ve genetik faktörlerin birleşimi ile ortaya çıktığı düşünülüyor.

“Çocuğun ismiyle seslenildiğinde tepki vermemesi, göz kontağı kuramaması otizm belirtisidir”

“Otizm hayatın erken dönemlerinde ortaya çıkan nöro gelişimsel bir durumdur” diyen Çocuk gelişimi uzmanı Emine Ergün,  “Genellikle ülkemizdeki tanı maalesef 3 yaştan sonra konmasına rağmen aslında 0-2 yaş düzeyinde de otizm tanısı konabilmektedir. Bunun için belirleyici bir takım kriterler vardır. Bu kriterleri şöyle sıralayabiliriz. Çocuğun ismiyle seslenildiğinde tepki vermemesi, göz kontağı kurmaması, komutları yerine getirmemesi, bir şeyleri göstermek için işaret parmağını kullanmaması, sürekli yalnız kalma isteği, oyuncaklara nasıl oynanacağını bilmiyor olması, yaşıtlarıyla oynamaması, ortak dikkatinin zayıf olması ve konuşmaması gibi şeyler sayılabilir”

“Uzmanın takibiyle birlikte 15 ayda bile otizm tanısı alabilen çocuklar mevcuttur”

Konuşmayan her çocuğun otizmli olmadığını belirten Ergün, doğru değerlendirme için uzman takibinin önemli olduğunu dile getirdi:

 “Oyuncaklarla oynuyor, yaşıtlarıyla ilgileniyor fakat konuşmuyorsa bu çocukta sadece dil ve konuşma gelişimine ait bir gecikme var diyebiliriz. Otizmden söz etmek çok mümkün olmayabilir. Doğru bir değerlendirme ve deneyimli bir uygulama. Uzmanın takibiyle birlikte 15 ayda bile otizm tanısı alabilen çocuklar mevcuttur. Otizm tanısı için çok geç kalmamak gerekir. Hatta illaki bir çocuğun tanı alması da şart değildir. Eğer bir çocuk gelişimsel anlamda bazı zayıflıklara sahipse, sosyal gelişim ve dil gelişimine ait gecikmeler mevcutsa fakat bu çocuk otizmli mi değil mi diye tanı koyma noktasında kafalar karışıklığında, çocukların en kısa sürede özel eğitim desteğine başlaması gerekir”

“Otizmin erkek çocuklarda görülme sıklığı kızlara göre 4 kat fazladır”

Ergün,  Otizm kız ve erkek çocuklarda her ikisinde de görülebilir. Ancak erkek çocuklarda görülme sıklığı kızlara göre 4 kat fazladır. Otizm diğer pek çok gelişimsel problem gibi anne karnında teşhis edilebilen bir durum değildir. Çocuğun dünyaya gelmesi gerekir. Çocukla iletişim ve etkileşim halinde bir takım bulguları saptayabilme şansımız vardır.

Otizmin ilacı var mı?

Otizmin şu anda dünya üzerinde bilinen bir ilacı yok. Ancak otizm tanısı almış çocukların kullandığı bir takım ilaçlar var. Fakat bu çocuklar bu ilaçları otizmi tedavi etmek için kullanmıyorlar. Otizmi eşlik eden bazı durumlardan kaynaklı kullanıyorlar. Örneğin dikkat eksikliği, hiperaktivite, dürtüsellik, epilepsi gibi.

“Çocukta gelişimsel bir gecikme saptandığında ilk yapılması gereken şey özel eğitime başlanmasıdır”

Otizmli çocukların zekâ düzeylerinin farklılık gösterdiğini söyleyen Ergün, “Otizme bazen zihinsel yetersizlik de eşlik edebiliyor. Böyle durumlarda buna uygun bir özel eğitim programında yapılması gerekir. Özellikle otizmde önemli olan özel eğitimdir. Tanık olduğu zaman ya da tanık olmamış olsa bile çocukta gelişimsel bir gecikme saptandığında ilk yapılması gereken şey özel eğitime başlanmasıdır. Kaliteli ve düzenli bir özel eğitimle birlikte semptomlarda yavaşlamalar ve gerilemeler gözlenebilir. Tabii ki bu özel eğitimin ev ortamında anne baba tarafından da devam ettirilmesi gerekir. Otizm tanısı almış çocukların bir kısmı özel eğitimle birlikte eş zamanlı, kreşe ve anaokuluna başlarken bir kısmı için henüz başlamaması önerilir. Özel eğitimde belli bir süreç ilerledikten sonra çocuğun hazır oluşuyla birlikte anaokuluna başlaması önerilir”

Otizmli çocukların mutlaka özel eğitim desteği alması gerektiğini vurgulayan Ergün, ihtiyaç durumuna göre duyu bütünleme ve konuşma terapisinin de önemli olduğunu dile getirdi:

“Otizm çocuğun sadece kreşe ve anaokuluna gitmesiyle, sadece ekranın kapatılmasıyla, sadece çocuğun parka götürülmesiyle, sadece çocukla evde oyun oynanmasıyla müdahale edilecek bir durum değildir. Otizm çocukların mutlaka özel eğitim desteği alması gerekir. Hatta özel eğitime ek olarak eğer ihtiyaçları varsa duyu bütünleme terapisi, konuşma terapisi gibi terapileri de almaları gerekir. Bu noktada anne babaların hızlı davranmaları, erken müdahale programına hemen başlamaları, bu programı evde de desteklemeleri ve gelişimsel değerlendirmeyi yapan uzmana belli aralıklarla gidip gelişim izleminde yaptırmaları çok kıymetlidir.”

Siyasetçiler Erdoğan, Bahçeli ve Özel görüşmelerini yorumladı: ‘Normalleşme’ mi ‘tuzak’ mı? Siyasetçiler Erdoğan, Bahçeli ve Özel görüşmelerini yorumladı: ‘Normalleşme’ mi ‘tuzak’ mı?

“Otizm çocuğun tercih ettiği bir davranış modeli değildir” diye konuşan Ergün, anne babalara da uyarıda bulundu:

“Annelerin ya da babaların yanlış tutumları otizme sebep olmaz. Çünkü otizm bir davranış problemi değildir. Otizm bir mizah özelliği değildir. Otizm çocuğun tercih ettiği bir davranış modeli de değildir. Sadece anne babaların erken dönemde çocukların hayatına ekranı çok fazla sokması, özellikle 0-3 yaş arasında tablet, telefon, televizyon kullanımının çok yoğun olması, çocuklarla iletişim ve etkileşimin az olması, çocuklarla konuşmamaları gibi sebeplerden kaynaklı bazı çocuklarda otizm bulgularına benzer bir takım bulgulara rastlanabilir. Bu nedenle otizmde genetik faktörler ne kadar çok etkiliyse çevresel faktörler de bazen otizm bulgularına benzer bulgulara sebep olabilmektedir.”

Muhabir: Sibel Yazıcı