Bence, ses kaydı sızdırılmadı.

Bence, İmamoğlu güç gösterisi yaptı. (Parti içine)

 Bence, İmamoğlu hala top çeviriyor.

*

 

CHP adeta kaynayan bir kazan.

Ateşi harlayan ise görünürde İmamoğlu,

ancak “Değişim” söylemi dışında attığı somut bir adım yok.

Tabii kurduğu internet sitesini saymazsak.

*

 

CHP’nin delege yapısından olsa gerek, net çıkışlar yapmıyor,

ya da yapamıyor.

 

Belli ki “İmamoğlu” filminin başlamadan bitmesinden korkuyor.

Hal böyle olunca da adaylık ilanında bulunamıyor.

 

Tanju Özcan’ın Ankara’ya yürüyüşünde Ekrem İmamoğlu’nun bir dahli var mı bilinmez. (Bendeki bilgi Özcan, kendi hür iradesiyle yürüdü, herhangi bir yönlendirme olmadı)

 

Ancak şu bir gerçek ki;

200 km’lik yürüyüş ne kamuoyunda ne de CHP içinde beklenen karşılığı görmedi.

*

 

Günün sonunda konuşulan tek şey,

Özcan’ın CHP önüne fırlattığı koltuk oldu.

*

 

“Tanju Başkan, günlerce yürümek yerine, keşke Ankara’ya aracınızla gelip öyle fırlatsaydınız ya o koltuğu”

Çünkü en çok reytingi “koltuk şov” aldı.

 

Ama canınızı da o kadar sıkmayın,

Yani karamsar olmayın.

Çünkü çok da boşa gitmemiş yürüyüşünüz.

Fitlermişsiniz, göbeğiniz erimiş.

(Aldığım bilgiye göre 5 kilo vermiş Tanju Özcan)

  

Peki, tüm bunlar yaşanırken günün sonunda kasada ne var?

Koca bir sıfır.

*

 

Bitti mi?

Tabii ki hayır.

Bu bölümden sonra da James Bond serisi başladı CHP’de.

 

Önce Kılıçdaroğlu’nun Tanju Özcan’la ilgili ses kaydı sızdı kamuoyuna.

 

Ne demişti Kılıçdaroğlu o ses kaydında;

“atın gitsin bu adamı partiden”

 

Çok geçmedi dün de Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin ağır toplarıyla yaptığı zoom toplantısı düştü internete.

 

Kimler yoktu ki o toplantıda  

Katılımcılara uzaydan seslenen Engin Altay,

Seçim faturasının kesildiği ilk partili Onursal Adıgüzel, yaşlı kurt Bülent Tezcan, Tekin Bingöl, Gökhan Günaydın ve bir de ismi “ KATILIMCI” olan “KATILIMCI”

 

 

*

İşte görüşmeyi sızdıran da o kişi bence

Yani “KATILIMCI”

*

 

 

Sızdırmayı da İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde “KATILIMCI” rumuzlu kişinin yaptığını düşünüyorum.

 

Yazının başında da söylediğim gibi amaç;

Partililere, delegelere ve kamuoyuna “güçlüyüm”, “yalnız değilim”, “CHP’nin ağır toplarıyla hareket ediyorum” mesajı vermek.

 

İyi de Sayın İmamoğlu siz neden meraklısınız bu dijital işlere.

 

İnternet sitesiydi, Zoom’du , korsan toplantıydı.

 

Çıkıp açıkça söylesenize, “ben adayım” diye

Çıkıp açıkça söyleşinize, “ben şunlarla birlikte hareket ediyorum” diye

Çıkıp açıkça söylesenize, “ben Kemal Beyden korkmuyorum” diye

 

Eski köye yeni adet getirmeyin lütfen.

*

 

Böyle değişim olmaz, böyle lider olunmaz.

Kapalı devre toplantılarla Olağanüstü Kurultay

çalışması yapılmaz.

*

 

Zoom toplantısındaki kişilere bakıyorsunuz.

Zaten Hepsi CHP’yi bu hale getiren isimler.

Tek farkları bu dönem CHP’de aktif görev alamamışlar

(Toplantıya katıldığı söylenen Özgür Özel’i saymazsak. Ayrıca Özel’in yaptığını hiç etik bulmadım. Çünkü siz şuan Kılıçdaroğlu’nu temsilen CHP’nin TBMM’deki patronusunuz)

*

 

Onun için son söz;

Korkaklardan komutan olmaz Sayın İmamoğlu.

CHP’ye yıllardır hezimet yaşatan bu ekiple ordu da kurulmaz,

savaş da kazanılmaz.

 

***

100 MİLYAR DOLARLIK ANLAŞMA

 

 

Türkiye son golü son gün attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 günlük Körfez ülkeleri ziyareti sona erdi.

 

Dün akşam saatlerinde televizyon ekranlarında yanıp sönen son dakika haberi piyasalarda bomba etkisi yarattı.

 

 

*BAE ile yapılan 50 milyar dolarlık yatırım anlaşması doların ateşini düşürdü.

 

 

*Faiz kararı öncesi Merkez Bankasının elini rahatlattı.

 

 

*Borsada bahar havasının devam edeceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 200’ün üzerinde iş insanı ve çok sayıda bakanla çıktığı Körfez turunda ilk gün Suudi Arabistan, 2. gün Katar ve son gün BAE’yi ziyaret etti.

 

Üst düzey görüşmeler yapıldı, anlaşmalar imzalandı.

*

 

Tarımdan- Teknolojiye

Eğitimden- Sağlığa

İnşaattan- Turizme

Enerjiden- Gıdaya birçok alanda dev anlaşmalara imza atıldı.

 

Yatırımların Türkiye’ye döviz girdisi yaklaşık 100 milyar dolar düzeyinde olacak.

 

*

Bu durumun yerli ve yabancı yatırımcılar üzerinde pozitif bir etki yaratacağı kaçınılmaz. İlerde yaratacağı çarpan etkisi de göz ardı edilmemeli.

 

Ama burada önemli olan asıl konu, bu yatırımların zamanı, ülke ekonomisine girdisi ve meyvelerini ne zaman yemeye başlayacağımız.

 

***

TOPLU SÖZLEŞME CANDIR

 

Takvim yapraklarında 1 Ağustos tarihi işaretlendi.

Geri sayım başladı.

 

Memurların gözü kulağı ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde.

 

Memur maaşlarına yapılan son zamlar yüzleri güldürse de

ÖTV artışı nedeniyle akaryakıta gelen zamlar can sıktı.

*

 

Gıdadan, sağlığa,

Ulaşımdan, tekstile…

 

Tek tek saymayayım, aile bütçesini etkileyen birçok kalemde

Zam yağmuru başladı.

*

 

Yani memurun maaşı daha cebine girmeden erimeye başladı.

 

Hal böyle olunca memurlar bu kez gözünü 1 Ağustos’ta başlayacak toplu sözleşme görüşmelerine dikti.

 

Görüşler alındı, talepler dinlendi.

Toplu sözleşme masasına getirilecek konular klasörlendi.

 

Yani, memurların temsilcisi konumundaki sendikalar çalışmalarını tamamladı.

Hükümetle tutuşulacak bilek güreşi için ağustos ayının gelmesi bekleniyor.

 

7. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinde taraflar masada kozlarını paylaşacak.

 

*

Memurlar için o masa çok önemli.

  

Çünkü memurlar için önümüzdeki 2 yılın zam  oranları bu görüşmelerde belirlenecek ve teminat altına alınacak.

 

Özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili talep ve beklentiler bu görüşmelerde karara bağlanacak.

 

Memur ve hükümet tarafı anlaşamadığı takdirde yani görüşmeler tıkandığında devreye hakem heyeti girecek.

 

Geçmiş örneklere baktığımızda hakem heyetinin gol kararını genelde hükümet tarafına yazdığını, memur tarafına yazmadığını görüyoruz.

 

O nedenle görüşmelerin VAR’a (futbol maçlarında karar için pozisyonların yakından incelenmesi) gitmeden masada çözülmesi memurlar için önemli.

 

Şimdiden söyleyeyim genel kanı görüşmelerin tıkanacağı ve hakem heyetine gidileceği yönünde.

 

*

Neden mi?

Çünkü memurların talepleri belli

Hükümetin verebilecekleri belli

Ekonominin de durumu belli

 

 

*

Ne diyelim!

Bekleyip göreceğiz.