Röportaj: Dursun ERKILIÇ
Eylül ayının gelmesiyle birlikte tatil sezonu sona erdi, yerini sanatsal ve felsefi etkinliklerin yoğun temposuna bıraktı. Nanoist Edebiyat ve Felsefe Dergisi hem felsefi hem de edebi çalışmalarıyla Ankara’da faaliyet gösteren bir platform olarak bu süreçte de aktif. Biz de Nanoist Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Umut Yaşar Abat ile Ankara’da felsefe ve sanatın güncel durumu, etkinlikler ve ilerleyen dönemde yapılması planlanan projeler üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Bu röportajımızda, Umut Yaşar Abat’ın hem Ankara’nın felsefi ve sanatsal ortamına dair görüşlerine hem de Nanoist Dergisi'nin katkılarına dair önemli bilgiler edindik ve sizlerle paylaşmak istedik. İşte sorularımız ve yanıtlar…
- Umut Bey, Ankara’da sanat ve felsefe faaliyetleri hakkında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?
- Ankara, sanata ve felsefeye dair çok önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Özellikle son dönemde, sosyal etkinlikler arttı ve bu da şehrin kültürel canlılığını gösteriyor. Hem felsefi hem de edebi içeriklerle dolu etkinliklerdeki artış, ilgiyi yansıttığı gibi halkın bu tür aktivitelere erişimini de kolaylaştırıyor. Nanoist Dergisi olarak biz de bu hareketliliğe katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Örneğin, geçtiğimiz günlerde KIBATEK’in (Kıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu) düzenlediği Türk Dil Devrimi etkinliğine katıldık; bu tarz programlar felsefe ve edebiyat arasındaki bağları daha görünür kılıyor.
- Türk Felsefe Derneği'nin 50. yıl etkinlikleri ve Kant’ın doğumunun 300. yılına dair seminerlere de katıldığınızı biliyoruz. Bu tür etkinliklerin size ve derginize katkısı nasıl oluyor?
- Bu tür etkinliklere katılmak bizim için çok önemli. Türk Felsefe Derneği’nin 50. yıl seminerleri gibi etkinlikler, yalnızca bilgi paylaşımı değil, aynı zamanda toplumsal bir aydınlanma fırsatı sunuyor. Felsefenin geçmişten bugüne etkilerini anlamak ve tartışmak, felsefe ve edebiyat alanında ilerleyen her kurum ve birey için hayati bir rol oynuyor. Kant’ın doğumunun 300. yılı dolayısıyla düzenlenen seminerde, felsefenin evrensel barış, özgürlük ve birey hakları gibi konularda nasıl bir rehber olduğunu bir kez daha görme fırsatımız oldu.
- Bu bağlamda, Nanoist Dergisi’nin son sayısında Kant’ın "Ebedi Barış Üzerine Bir Deneme" eserine de yer verdiniz. Bu sayıyı hazırlarken neyi hedeflediniz?
- Evet, derginin Ekim-Kasım-Aralık sayısında Kant’ın "Ebedi Barış Üzerine Bir Deneme" makalesine atıfta bulunduk. Bu eserin felsefi derinliğini, dünya barışına dair içsel bir çağrı olarak yorumluyoruz. Dolayısıyla, okuyucularımızın bu içeriği dikkatle okumalarını arzuladık. Evrensel barışa dair mesajlar, günümüz dünyasında daha anlamlı hale geliyor ve Nanoist Dergisi olarak biz de bu mesajın, özellikle genç okuyucularımız arasında yankı bulmasını umuyoruz.
- Nanoist Dergisi’ni merak edenler için dağıtım noktalarınızı paylaşabilir misiniz?
- Elbette. Ankara’da Turhan ve Dost Kitabevlerinde, İstanbul’da Mephisto Kitabevinin Kadıköy ve Beyoğlu şubelerinde, İzmir’de Yakın ve Pan Kitabevi’nde, Eskişehir’de Adımlar Kitabevi’nde, Mersin’de Sokak Kafe Kitap’ta ve Antalya’da Kitap Kurdu Sahaf’ta dergimize ulaşabilirler. Ayrıca, ilgilenenler "[email protected]" adresinden de bizimle iletişime geçebilir.
- Peki, önümüzdeki dönemde okuyucularınızı bekleyen yeni etkinlikler veya projeler var mı?
- Evet, etkinliklerimiz hız kesmeden devam edecek. Ankara’da yeni felsefe ve edebiyat seminerleri, söyleşiler planlıyoruz. Bunlarla ilgili detayları ve duyuruları okuyucularımızla paylaşacağız. Amacımız, Nanoist Dergisi olarak hem yerelde hem de ulusal düzeyde sanata ve felsefeye olan ilgiyi sürekli kılmak.