Doğan, yaptığı yazılı açıklamasında, son günlerde işlemekte olan hukuki bir süreci bahane ederek sokakları "terörize" eden bir anlayışın birliğe ve dirliğe karşı yürüttüğü faaliyetleri sağlık çalışanları olarak endişe ve kaygıyla takip ettiklerini bildirdi.
Hangi gerekçeyle olursa olsun, sorumluluk bilincine sahip hiçbir gücün, insanları sokaklara çağırarak "sözde demokratik hak arama mücadelesi" söylemleriyle şiddetin ve provokasyonun nesnesi haline getirmemesi gerektiğini ifade eden Doğan, özellikle sivil toplum kuruluşlarının, böyle zamanlarda mühendislikle derinleştirilmek istenen kutuplaşmanın önüne geçmek ve toplumsal birliği korumak için tavrını net, açıklamalarını gri alanlar oluşturmayacak samimiyetle yapması gerektiğini belirtti.
Sağlık çalışanlarının, insan hayatını kendilerine verilmiş bir emanet olarak gördüğünü kaydeden Doğan, sağlık çalışanlarının bu konuda daha hassas davranması, birliğin ve dirliğin sözcüsü olması gerektiğini vurguladı.
Sağlık çalışanları adı altında örgütlenen bazı derneklerin, son günlerde yaptıkları açıklamalarda sokaklardaki şiddeti meşru göstermeye çalıştıklarını gözlemlediklerini bildiren Doğan, şunları kaydetti:
"Öyle ki inancımıza, ailevi değerlerimize kadar dil uzatan bu hayasızların tetiklediği şiddeti ve terörü perdelemek için açıklama yapan söz konusu derneklerin asıl amacı kendi ideolojik alanlarını tahkim etmek, milleti ötekileştirmektir. Sağlık çalışanları olarak buradan açıkça söylüyoruz, ülkemizde yürürlüğe konulmak istenen kaos senaryolarının ve aparatlarının farkındayız. Güya şiddeti eleştiriyormuş gibi yapıp kendi ideolojik mevzisinde yer alanların ürettiği terörü meşrulaştırma kurnazlığının da farkındayız. Dolayısıyla üretilmek istenen her türlü şiddetin ve terörün karşısında sessiz çoğunluğu temsil eden milletimizin yanında süreci sabırla izliyoruz."