Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının başında hayatını kaybeden Edip Akbayram’a Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı diledi.
Özgür Özel'in konuşmasından satırbaşları şöyle:
Özgür Özel’den İstanbul sözleşmesi açıklaması
"Bugün ülkenin dört bir yanından gelen emekçi kadınlar var. Türkiye geniş tanımlı kadın işsizliğinde yüzde 38'le tarihi zirvede. Yani bugün 100 kadından 38'i Türkiye'de işsiz. Kayıt dışı işlerde çalışan kadınların oranı ise yüzde 34. Bu tablo kadınların emeğinin sistematik olarak görmezden gelindiğinin, sömürüldüğünün, sosyal adaletin erezyona uğratıldığının en önemli kanıtı. Türkiye'de en önemli sorun kadına karşı şiddet durmuyor. 2024 yılını 445 kadın cinayeti ile kapattık. 2025'in bu kısa 2 ayında rakam 64'ü buldu bile. Kadınların maruz bırakıldığı şiddetin kaynağı sistemin ta kendisi. Ne oluyorsa bu ülkede, ne oluyorsa bu kadınlara iyi gelmiyor.
Umut Cumhuriyet Halk Partisindedir. Gözünün içine bakarak bugünleri hatırlatacağım ve hoş geldiniz diyeceğim. Bu grup İstanbul sözleşmesini yeniden yürürlüğe koyana kadar mücadeleniz mücadelemizdir.
“Erdoğan yakanlardan yana”
Sayın Erdoğan görünen o ki Kartalkaya'da da, Madımak'ta da yakanlardan yana. Biz de yananlardan tarafız. Yananlardan tarafız. Bu büyük yürek yangınlarının bu büyük bir yürek yangınlarının emsal olmaz.
Ama bir başkası da evdeki çocuğuna ekmek götüren babanın, götüremeyen babanın, evladının istediği televizyonda görüp de istediğini alamayan ananın yüreğindeki yangındır. Mutfaktaki yangın, pazardaki yangın, cüzdandaki yangın anaların, babaların, dedelerin, ninelerin yüreklerini yakmaktadır ve bu şartlar altında bir Ramazan ayına Türkiye boynu bükük girmiştir.
“Çıksın bakalım pazara”
Pazardaki rakamlar Türkiye Ziraat Odaları Birliği pazarda Ramazan başında 39 ürüne baktık diyor. 39 ürünün 36'sına astronomik zam gelmiş. Lahananın fiyatı. Ben demiyorum. Türkiye Ziraat Odaları Birliği diyor. Lahananın fiyatı bir yılda yüzde 160 arttı diyor. Kabaktaki artış yüzde 94. Limondaki artış yüzde 80 diyor. Ama TÜİK enflasyon yüzde 40 zammı da buna göre de yapmayın. Beklenti olana göre yapın yüzde 30 yapın diyorlar ve bugünkü şartları yaratıyorlar.
Bugün Türkiye'deki gerçek enflasyon yüzde 80'dir. Geçen sene 100 lira olan mal bugün 180 liradır. Buna inanmayan sokağa çıkacak. Buna inanmayan bunu yalanlamak isteyen Erdoğan o sıcak salonlardan çıkacak. Alkışlattırdığı, atadıklarına kendine alkışlattırdığı salon siyasetinden çıkacak sokağa, markete, bakkala, esnafa, çarşıya ve pazara gidecek. Pazarda vatandaşa soracak. Bu geçen sene kaç paraydı? Bu sene kaç para? yüzde 80'in altında çıkıyorsa Özgür Özel olarak çıkıp ondan özür dileyeceğim. Çıksın bakalım pazara. Hadi bakalım pazara.
“Erdoğan'ın Briyatinli ekonomi danışmanını hatırlatıp güllaç hesabı yaptı”
"Altın hesabını bırak" diyor dedim. "Emekliler sen gelmeden önce 8 çeyrek altın alıyordu maaşlarıyla, 2,5'a düşürdün" diyorum. "Ey Özgür Özel altın hesabını bırak" diyor. "Ramazan mübarek gün" dedim. Tayyip beyi üzmeyeceğim, altın hesabını bırakıyorum. Ne hesabı yapayım dedim. Tam pide hesabını yapacağım, teyzem dedi ki, "Güllac hesabı yap." Allah ondan razı olsun. Aklına Ramazan deyince güllaç geliyor. Dedim, sonra konuşurken de "Çok mu seviyorsun" dedim, "Seviyorduk ama nerede" dedi. Ama ben söz verdim, bir güllaç hesabı yapacağım diye.
Bakın teyzeme, Tayyip Erdoğan'ın bu 2018'den beri yani "Verin yetkiyi bu kardeşinize, enflasyon nasıl düşecek, fiyatlar nasıl düşecek, doların beli nasıl bükülecek" dediği, geldiğinde dolar 3,6 liraydı. Şimdi 35'lerde zorla tutuyorlar. Ve tutmakla, tutmak için dünya kadar rezerv yakıyorlar. "1 doları 1 lira yapmak mümkün" diyordu. Bunu saçı biryantinli ekonomi danışmanı sarayda. "Verin yetkiyi, görün etkiyi" dediğinde bakın hesap nasılmış. Teyzeme, Etimesgutlu teyzeme gösteriyorum: 2018'de bir tepsi güllacın evdeki maliyeti, yani bugün gelip de pastaneden aldığınızda bu fiyata almanız mümkün değil. Güllacı siz yaparsanız, bütün malzemesiyle 2018 maliyeti 25 liraymış teyzeciğim. Bugünkü maliyeti %1320 artışla 355 lira olmuş. 355 lira. 25 liradan 355 liraya. Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidarda tutmanın, o yetkileri ona vermenin ve onu seçimde yenememenin maliyeti güllaç üzerinden 25 liralık güllacı 355 liraya Ramazan'da evde yapmak olmuş. Bunu Recep Tayyip Erdoğan'ın güllaca, Ramazan'a ve memlekete maliyetidir. Bunu sona erdireceğiz.
“CHP gelecek madenler yeniden milletin olacaktır”
Mübarek Ramazan ayında onlarca işçi kendilerini Çayırhan'daki madenin içine kapattılar
Sebebi bugün yapılacak ihale. 1987 yılında maden açıldı ve gayet karlı bir şekilde işletilirken bundan 20 yıl önce bu maden özelleştirildi. Adeta altın yumurtlayan tavuğu kestiler. Türkiye'nin en zengin kömür yatakları yanında bir termik santral bunu bir şirkete verdiler. 20 yıl boyunca bu şirket bu madenden gayet iyi para kazandı. Olmayacak şey oldu. Bir mucize oldu. Kesilen altın yumurtlayan tavuk dirildi. Bizim kümese geri girdi. Artık hepimiz için yeniden yumurtlayacaktı. Özelleştirmenin günü bitti. İşçiler 4 yıldır hallerinden memnun.
Bundan sonra da Çayıran madencilerini desteklemeye mücadelelerine omuz vermeye devam edeceğiz. Ama buradan bir kez daha rahmetle analım Deniz Baykal'ı. 1977'de anayasaya aykırı olarak peşkeş çekilen bütün madenleri özelleştirmişti. Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz. Anayasaya göre madenler milletindir. Onları işletme görevi devletindir. Özelleştirmelerin tamamı haksızdır, hukuksuzdur. Cumhuriyet Halk Partisi gelecektir. Madenler yeniden milletin olacaktır.
Kim iktidarı rahatsız ediyor, yargı sopası ile dikiliyorlar
Kim ki bu iktidarı rahatsız ediyor karşısına yargı sopasıyla dikiliyorlar. Bugünden itibaren İstanbul'un seçilmiş 3 belediye başkanı Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ın yanına maalesef Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'i de yolladılar. Alaattin Başkan'ın suçu Beykoz gibi bir ilçeyi daha önce belediye başkanlığı yaptığı bir ilçeyi bu kez AK Parti'nin elinden alıp Cumhuriyet Halk Partili bir belediye yapmak. Dün Dün Çok sayıda yerel yönetici Alaattin başkanın muhatap olduğu sorular ve verilen kararı görünce şunu söylediler. Bu soruların sorulup da alınan cevaplarla eğer bu memlekette hukuk devleti olsa bir tane AK Partili bir tane Milliyetçi Hareket Partili belediye başkanı sokakta olamaz. Hepsi birden Silivri'de yatacak yer kalmaz.
Hepsi birden Silivri'de olurlar. Alaattin başkana 65 yaşındaki başkana belediye başkanı olduğu halde kendisi sorumlu olmadığı, imzasının olmadığı, talimatının olmadığı işlerden her belediyenin iş ve işleyişinde olan hesap sorulacaksa da yapandan sorulacak olduğu ve yüzde 99'unda da normal işleyiş dışında bir şey olmadığı meselelerden Alaattin Başkanı hapse atmaya Bir algı yaratmaya niyetli olan o kötü niyet şöyle bir süreç yürüttü. Sabahın 4'ünde buraya geliyordu. Ön seçim tanıtım toplantımıza geliyordu. Sabahın 4'ünde gittiler.
Evini bastılar evinde arama yaptılar ve oradan güya delil topladılar. Ne kadar hukuksuz olduklarını söylüyoruz. Biliyoruz. Herkes biliyor ama ne kadar hukuksuz olduklarını anlatmak için çok basit bir örnek. Türk Ceza Kanunu değişirken oradaydım. 4. yargı paketi. Çok net biliyordum. Sordum hukukçu arkadaşlar elbette dediler. Tartışmıştım burayı. Övüne övüne 4. yargı paketinde artık şafak operasyonları yok. Artık gece yarısı baskınları yok. Türkiye'de aramalar gündüz gözüyle yapılacak dediler. Dediler ki konutta, iş yerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. Bunu yazdılar. Altına da gece vakti nedir? maddenin e fıkrasına. Gece vakti deyiminden güneşin batmasından 1 saat sonra başlayan doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zamana gece vakti denir dediler.
"Alaattin Köseler'in dün sorulan soruların birinde onay imzası yok"
Bakın bozuk saatin bozuk ahlakın bozuk vicdanın ne yaptığına bakın Bursa'nın parasıyla. Dosyadan okuyorum. Harcama kalemleri altında dönemin Büyükşehir Belediye başkanının onay imzası var. Alaattin Köseler'in dün sorulan soruların birinde onay imzası yok
Onay imzası AK Parti özel buluşma harcaması AK Parti İl Başkanlığı'na giden paketler kalemi imzalamış. AK Parti il binasında kokteyl gideri imzalamış. AK Parti temayül yoklaması masrafları imzalamış. AK Parti Ankara'nın istediği promosyonlar imzalamış. Seçim çalışması yemek gideri imzalamış. AK Parti kadın kollarına yemek imzalamış. Alinur Aktaş seçim çalışması kendi kendine imzalamış. Yetmemiş Hüda Par İl Kongresi yemek bedeli özel kalemden ödenmiş. Ülkü Ocakları yemek bedeli özel kalemden ödenmiş. Büyük Birlik Partisi yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Demokratik Sol Parti lansman gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. DSP yemek gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. Tügva yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Milliyetçi Hareket Partisi Kemalpaşa ilçe örgütü harcamaları Bursa özel kalemden ödenmiş. Bursa'ya gelen 10 bakanın tek tek isim isim yazılı. Bursa'daki seçim çalışma masrafları Bursa özel kalemden imzayla resmen ödenmiş. 100 154 kalemde 154 kalemde 15,5 milyon TL'lik harcama Alinur Aktaş tarafından AKP, MHP, BBP, DSP, Hüdapar, Türkva ve kendi seçim kampanyası için 15,5 milyon lira para ödenmiş. Ey Adalet Bakanı.
“Türkiye'de Kürtler meselem var diyorsa Kürt meselesi vardır”
Türkiye'de Kürtler meselem var diyorsa Kürt meselesi vardır. Tayyip Erdoğan bu sorunu çözmeye gelmiş bunu iddia etmiş sonra savrulmuş bu sorunu inkar etmiş bir siyasetçidir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm meselelerin demokratik yollarla çözülmesini savunan bir parti olarak 1 Ekim tarihinde Sayın Bahçeli'nin gidip DEM grubunun elini sıkmasıyla başlayan süreci dikkatle özenle temkinle ve kendimize yakışan tarihi sorumluluğumuzu taşıyarak takip ediyoruz. Her ne kadar Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan Cumhuriyet Halk Partisi grubu tüm siyasi parti gruplarına duyduğu saygıyı deme duyduğu zaman terörist ilan edilmişse Nasıl Cumhuriyet Halk Partisi sadece ve sadece milletten aldıkları temiz kağıdıyla belediye başkanı seçilen kişilere kayyım atanmasına itiraz ettiğinde de bu konuda eleştirilmişse şimdi ya da Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir belediye başkanı 10 yıl önce taziye için örgütün bir yöneticisine telefon açtığı, taziye verdiğinden dolayı o terör örgütüne mensup kabul edilip içeri atılıyorken o terör örgütünün başının gelip konuşma yapmasının o terör örgütüne bir heyet görevlendirilmesinin önünün açılmasını o heyetin her bir üyesine telefon açılması Cumhuriyet Halk Partisi'ne yapılan yıllardır yapılan haksızlıklar üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi'ne bir samimi özür.
Bir öz eleştiri bu millete sırf sizin oyunuzu alabilmek için bir partiyi ülkenin çok önemli bir seçmen grubunu şeytanlaştırarak ve onlarla insani ilişkiler sürdürülmesini bile terör örgütü mensupluğu göstererek "biz sizi kandırdık. Biz sizin duygularınızı suistimal ettik. Şimdi döndük dolaştık o elleri biz sıkıyoruz. Methiyeler düzüyoruz " demeleri gerekse de biz bunu vatandaşlarımızın vicdanlarına onların ferasetlerine veriyoruz.
“Sorunun bu meclis çatısı altında çözülmesini savunuyoruz”
Bize yapılan haksızlık ve bugün yapılanlar Türkiye Cumhuriyeti'nin her birisinin ayrı ayrı yüreğine ve vicdanına inandığım vatandaşlarımızın vicdanına emanettir. Onlara emanet ediyorum. Partime belediye başkanlarına geçmiş dönem genel başkanımıza, milletvekillerimize yapılan bu konudaki tüm iftiraları tüm hakaretleri milletimizin vicdanına emanet ediyorum.
Ve şimdi biz yeniden bu sorunun bu meclis çatısı altında çözülmesini savunuyoruz ve bu sorunun bu meclisteki demokratikleşme adımları atılarak Türkiye'de bir büyük demokratikleşme çabasının içine girilerek kanunlar yapılarak bu meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz ve bu sürecin tam bir samimiyet, tam bir şeffaflık ve tam bir toplumsal mutabakatla sürdürülmesi gerektiğinin altını kalın kalın bir kez daha çiziyoruz.
“Dezenformasyon merkezi ve Erdoğan'ı sürecin bütün muhatapları yalanladı”
Kapalı kapılar ardından yapılan pazarlıkların al ver ilişkilerinin bu milletten ne kadar saklanmak istense de bu milletin her şeyden haberi olanın bunlardan da haberi olduğunu bildiğini biliyoruz.
Ve buradan bu sorumluluğun bu ülkede 2015'te her şey bilgisi dahilindeyken Dolmabahçe'de masa kurulmuşken canlı yayın hazırlıkları yapılmışken ve o süreç kendisine zarar verdiğini gördüğünde kendisi tarafından inkar edildiğini hatırlatıyorum.
Ama yine Bülent Arınç tarafından en yakınımdaki ne demek haberimiz yoktu? Masadaki bayrakların yerine kadar Erdoğan'ın bilgisi dahilindeydi dediğini bu sürece Erdoğan yine bu süreci doğru götürüyor diye bakanlara şunu hatırlatırım.
Dolmabahçe'de masada olanların diğer tarafta olanların tamamını hapse atan kendi tarafında olanları diskalifiye eden uzun süre siyasetten Erdoğan'ın bugün o Dolmabahçe masasındaki tüm aktörlerle yine birlikte olduğunu hatırlatırım ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak böyle bir süreç doğru samimi ve şeffaflıkla yürütülmesi gerektiğini geçtiğimiz günlerde müzakerelerin devlet tarafından bir yılı aşkın süredir yapıldığını söylediğimde utanmadan sıkılmadan dezenformasyon merkezinden buna yalanlama yaptılar. Beni sadece dezenformasyon merkezi yalanladı. Dezenformasyon merkezi ve Erdoğan'ı sürecin bütün muhatapları yalanladı. Bunu buradan bir kez daha bütün Türkiye'ye hatırlatıyorum.
Ve buradan açık bir çağrı yapıyorum. Bu mesele 1 Ekim günü Sayın Bahçeli'nin Dem sıralarına gitmesiyle sonra Abdullah Öcalan'a bir sihirli değnek değmesiyle sonra da her şey kendi kendine yoluna girecek denmesiyle çözülmedi çözülmeyecek bunun bir gerçeklik payı yok.”