Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 21'inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik Paneli'ne katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan sokak hayvanları için birkaç formül sıraladı. "Bunu başarabilirsek, bir sonraki adıma ihtiyaç olmaz" dedi. Bir sonraki adım da uyutma mı oluyor?
"Bir sonraki adımı AK Partisinin sunacağı kanun teklifinde görmemek isteriz. Bir sonraki adımın ne olduğu belli ama bir sonraki adımla kimse kimseyi tehdit etmesin ya da o bir sonraki adıma toplumsal bir zemin hazırlamaya çalışmasın. Yapılacak iş, bugüne kadar devlet iradesiyle biran önce yapılması gereken ve ertelenen kısırlaştırma kampanyasının 81 ilde 973 ilçede bir an önce başlatılmasıdır. Kaynak yok diyenlere kendi milletvekillerinin 4 yıl önce altına imza attıkları raporun 101. sayfasını hatırlatıyorum. Hayvan hakları fonu kurulması gerekiyor. Bu fona vergilerden katkı yapılması gerekiyor. Bu fonla da bir kısırlaştırma yapılması gerekiyor. Yapılan yapılır yapılmazsa son çare ölüm değildir. Ölüm bu topraklarda herkesin tüyleri diken diken olur. Ölümün vadesini öne çekmek fanilerin işi değildir. Birilerinin kararıyla bu topraklarda milyonlarca canın katledilmesine asla izin vermeyiz."
İzmir Adliyesi’nde hakim olan Oktay Tabur’un, lüks marka araç kullanması ve adliyenin dinlenme odasında silahlarını sergilemesi hakkıda konuşan Özel, sözlerine şöyle devam etti.
"Türkiye'de elbette tüm yargı mensuplarını töhmet altında bırakmak istemeyiz. Ama Türkiye'de seyyar giyotinler var. Birilerinin talimatı ile mahkeme mahkeme gezdirilen ve adaleti katleden giyotinler var. Rahip Brunson için Sayın Erdoğan, 'Bu can bu bedende durdukça o buradan gidemez' dediğinde ya da Amerika'ya seslenerek 'Ver papazı, al papazı' diyerek hepimizin de anladığı şekilde Fethullah Gülen'in vermezseniz Brunson'ı vermeyiz dedikten sonra Amerikan Başkanı'nın bir telefonuyla, rahip Brunson özel jetle kendisini Oval Ofis'te buldu.
Türkiye'de kimin hapse gireceğine bizim dünya liderimizi, hapisten kimin çıkacağına dünyanın öbür liderleri karar veriyor. Bu kararların altına imza atanlar hepimiz adına karar veriyor gibi yapıyorlar, ama aslında talimatları yerine getiriyorlar. O talimatları yerine getirirken görünün o ki sadece aldıkları maaşla yetinmiyorlar. Altındaki Türkiye'de satılan en pahalı araba, ki sorulan soruya borsada kazandım demiş, o araba Türkiye'de satılan en pahalı arabadır ve bir hakimin altında.
Duvardaki silahlar ise devlete güveni tesis etmesi gerekenlerin kendisini devlet adına, hepimiz adına silah taşıması gereken, onlar silah taşıyınca bizim taşımamamız gereken kolluk kuvvetlerinin zimmetli silahlarının 15 katını duvarda sergilemektedir. Uzun namlulu silahlar dahil. Bunlar birilerinden aldıkları talimatı yerine getirerek, birileri adına orantısız, kanunsuz ve anayasa dışı güç kullanarak, altlarında pahalı arabaları, arkalarında uzun namlulu silahlarıyla hepimize meydan okuyorlar. Bu görüntü demokrasi meselesi değildir; bu bir başkaldırı meselesidir. Orada başkaldıranlardan, onun başını kaldıranlardan cesaret alan kifayetsiz muhterisdir. Bir gün daha o koltukta oturursa, bir gün daha HSK tarafından ihraç talebiyle disiplin soruşturması başlatılmazsa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç nasıl kendi koltuğunda oturacaktır. HSK'nın harekete geçmesi, gereğini yapması gerekiyor."