İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun şafak operasyonu ile gözaltına alınmasının ardından yurttaşlar, tüm engellere rağmen Vatan Caddesi'nde toplandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada İmamoğlu için 'suç örgütü lideri' tanımının kullanılması dikkat çekmişti. İmamoğlu'nun şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde gözaltına alınmasının ardından İstanbul'a gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB binasından yaptığı konuşmada İstanbulluları iftarın ardından 20.30 Saraçhane’ye davet etti.
İmamoğlu'nun gözaltına alındası Türkiye'nin dört bir yanında protesto edilmeye devam ederken Özel'in çağrısının ardından İstanbullular da Saraçhane'ye doğru yürüyüşe geçti.
Yurttaşlar belediye binası önünde toplanmaya başladı.
Dilek İmamoğlu: kumpas operasyonunda yanımızda olun
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, yaptığı konuşmada "Buradan size söz veriyorum. Asla yılmayacağız. Hepinizden rica ediyorum. Bu büyük kumpas operasyonunda yanımızda olun. Hep birlikte sesimiz gür çıkmalı. Bu ülkenin cumhurbaşkanını hep birlikte seçeceğiz" ifadelerini kullandı.
Özgür Özel: Görüyor musun Erdoğan?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel konuşuyor. Özel'in açıklamasından öne çıkan başlıklar:
"19 Mart darbe girişimidir"
Kimsenin kafası karışmasın, dünden beri olan bitenin bir adı var. O adı koyalım, dünden beri olan biten bir darbe girişimidir. 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesiyle yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir. İstanbulluların tam 3 kez üstüste büyükşehire seçtikleri, emanet ettikleri, sizlerin kardeşim, ağabeysi, evladı Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbe girişimi milli iradeye yapılan darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk vardır ortada ne bir terör örgütü ne bir çıkar örgütü vardır. Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan, görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi? Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasından, Recep Tayyip Erdoğan korkuyor, o yüzden mi gözaltına aldık diyeceklerdi?
"Bunu kimin yaptığını biliyoruz"
Adı hukuksuzluktan başka bir işle anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir savcı, bir büyükşehir belediye başkanını, dünyanın çok bildiği şehrin belediye başkanını, Türkiye'nin gözbebeği, en büyük metropolün belediye başkanını haksızca iftiralarla, kumpaslarla aynı anda 5 dava açarak, Ekim'den bu güne 25 yıllık hapis cezası isteyerek. 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla davet edilip geçiş yaptığı, 2 ders hariç, daha önce aldığı derslerden 10 tanesini yeniden aldığı, diplomasını aldığı üniversitenin 31 yıl sonra verdiği diplomasını vicdanı olan bir savcı, hukuku düşünen bir savcı, ülkeyi düşünen bir savcı yapabilir mi? Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Bunu yaptıran geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Kabusu olan o ses, o ses onu rahat bırakmıyor. Yeniden uykuya dalamıyor. Çünkü o sesi duyuyor. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Allah şahit hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile onunla karşı karşıya girdiği 4 seçimi kaybettiği için. Birinde hazımsızlıkla iptal ettirdiği, bir diğeri tekrar seçim ve geçen yıl 31 Mart'taki üçüncü seçimle 3 seferdir Ekrem İmamoğlu'nu, bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.
"Talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi"
Bunun için yargıda sözünden çıkmayacak gözü kara, gözünü kin bürümüş birilerini alet ederek ederek yapıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anadolu'daki Trakya'daki kıymetli seçmenleri, MHP'nin kıymetli seçmenleri, düşünün, hatırlayın 12 yıl önce bu sefer yine başta aynı kişi. Ama bugün FETÖ terör örgütü dediği yapının savcılarına, hakimlerine, ordumuza kumpas kurdurarak ordu bana darbe yapacaktı yalanını uydurarak aynı böyle saldırılar yapıp, bu ülkenin genelkurmay başkanından terörist, kahraman askerlerinden terörist ya da bu ülkenin iyi yetişmiş subaylarından casus çıkartmadı mı? O gün önleri yapan savcılar şimdi ya Zekeriya Öz'ün kaçtığı gibi bir fare gibi kaçıp saklandılar ya da cezaevinde yatıyorlar. Apart değişti, talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi. O gün o kötülüğü yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dı, bugün bunu yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan'dır."
"Türkiye'nin gelecek cumhurbaşkanına sahip çıkmaya çağırıyorum"
Şimdi buradan Ekrem Başkan'ın selamıyla ve CHP olarak sadece CHP'lileri değil tüm siyasi görüşten ama bu diktatörlükten bu tek adam rejiminden bıkan, yoksulluktan bıkan, işsizlikten bıkan, açlıktan bıkan, güvencesizlikten bıkan, gelecek kaygısından bıkan milyonları pazar sabahı kalkmaya, sokaklara dökülmeye CHP'lileri bir sandıkta Cumhurbaşkanı adayını belirlemeye, olmayanlara diğer sandıkta dayanışmalarını göstermeye Ekrem Başkan'a Türkiye'nin gelecek Cumhurbaşkanına sahip çıkmaya çağırıyorum.
Pazar günü binler, onbinler, milyonlar, on milyonlar hep birlikte sokaklardayız, sandıktayız, meydanlardayız. 86 milyonu itiraz etmeye, 86 milyonu ses yükseltmeye, 86 milyonu sesini duyurmaya, yanındakini ikna etmeye, uzaktakine sesini duyurmaya, mücadeleye, ayağa kalkmaya davet ediyorum. Kalkın ve bu ülkeyi kurtarın. Davetim Ekrem Başkan'ın sizlere hep söylediği gibi 23 Mart Türkiye'nin baharıdır. 23 Mart'ta sandık gelecek, Ekrem gelecek, dertler bitecek. 23 Mart sandığı erken seçimin müjdesidir, öncüsüdür.
23 Mart'ta Ekrem Başkana sahip çıkarak, sandıklara koşarak, partili partisiz herkesi Türkiye'nin baharına, demokrasi devrimine davet ediyorum. Siz varsanız, şunu söylüyorum ki CHP'nin genel başkanı olarak ve bu memleketin bir evladı olarak bundan sonra Ekrem İmamoğlu millete emanet. Ekrem Başkan burada olsa bu mikrofon elinde olsa sizi böyle görse kararlı görse inançlı görse size şunu söylerdi; değerli evladı ve eşiyle birlikte biz de sizlere sesleniyoruz ki, her şey çok güzel olacak.