Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, siyasetin bir parti, zümre, dinamik güç, egemen unsur veya çıkar grubu adına yapılmayacağını belirtti.
Semih Yalçın, gerek toplumsal zaruretler, gerek bölgesel konjonktür, gerekse küresel dinamikler dolayısıyla son dönemde Türkiye'nin siyasi hayatında yeni bir dile, tavra ve paradigmanın teşekkülüne ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra adeta prangalarından kurtulmuş, zincirlerini kırmış mahkumlar gibi şuursuzca, fütursuzca davranan küresel aktörlerin çıkar kavgalarının, dünyayı eşine az rastlanır bir kaos ortamına sürüklediğine dikkati çeken Yalçın, ABD'de yönetime gelen Trump ve ekibinin, diplomatik teamülleri, uluslararası hukuk normlarını, devletlerarası münasebet geleneklerini yok sayan tutumunun da bu kaosu büsbütün körüklediğini vurguladı.
Yalçın, yeni Amerikan yönetiminin, henüz iki aya varmadan küresel müesseselerin bütün dengelerini altüst ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"İnsanlığın bugüne kadar biriktirdiği evrensel değer ve ilkeleri bir tarafa bırakan yeni ABD, hoyrat, kaba, tek taraflı kar esasına dayalı, keyfi bir politik anlayışla hareket etmeye başlamıştır. Bu yüzden yeryüzünde sükun ve barışın, uluslararası hukukun muhafazası adına kurulan bütün müesseseler, yıkımın eşiğine gelmiştir. Kendi güvenlik tedbirlerini almadığı, iç dengelerini güçlendirmediği, kendi menfaatlerini koruyamadığı sürece artık hiçbir devletin, hiçbir toplumun emniyette olmayacağı görülmüştür. Bu şartlar altında Türkiye'nin de kendine yeni bir yol haritası tayin etme ihtiyacı ortaya çıkmış ancak basmakalıp politik duruş ve söylemlerle, kağşamış motto ve sloganlarla siyaset etmenin artık işe yaramayacağı da anlaşılmıştır."
"Bin yıllık kardeşliğin yeniden ihyası için dayanışmaya davet etmiştir"
CHP başta olmak üzere, uluslararası atmosferdeki belirsizliklerle dengesiz ve güç gösterisine dayalı yeni düzen arayışlarından yararlanan dahili aktörlerin sosyal barışı zehirlediği bir iklimde, Türk siyasetinin oksijene ihtiyacının giderek arttığını belirten Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasette temiz havanın teneffüsü için, politik ve diplomatik literatürün, yeni dönemin dinamikleri muvacehesinde şekillenmesi icap etmiştir. Şükür ki Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, milletimizin badireli dönemlerinde vaktiyle eski bilge liderlerin yaptığı gibi, bu zorlu ve belirsizliklerle dolu dönemde 'yolbaşçı' sıfatıyla önümüze düşüp yolumuzu aydınlatmıştır. Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye'yi Ergenekon'dan çıkaran bozkurt misali, milletimize rehberlik etmeye başlamıştır. Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye'nin hem iç dengelerini tanzim edip sağlam bir zemine oturtması hem de bölgesel ve küresel dinamikler doğrultusunda kendi güvenliğini kamilen sağlayabilmesi için harekete geçmiştir. Öncelikle Türkiye'de toplumsal yapıyı meydana getiren temel unsurları bin yıllık kardeşliğin yeniden ihyası için dayanışmaya davet etmiştir."
"Bir arada yaşama iradesinin siyasi tezahürü"
Semih Yalçın, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, 40 yıldır Türkiye'ye ayak bağı olan terör örgütü PKK ve onun siyasi acentesine yürekli bir çağrıda bulunarak silahların bırakılmasını ve örgütün de kendisini feshetmesini istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Amaç, dışarıdan gelebilecek tehdide karşı içeride birlik ve bütünlüğü güçlendirmektir. Terörün olmadığı, kardeşlik ve huzurun hükümran olduğu bir barış ikliminin tesisidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine daha iyi odaklanmaktır. Diplomasisi, demokrasisi, ordusu, savunma sanayisi ve sosyal dinamizmi sayesinde bölgesinde caydırıcı, bükücü bir güce dönüşen Türkiye'yi küresel aktör haline getirme çabalarına enerji sağlamaktır. Şüphe yok ki lider Devlet Bahçeli sorumlu ve yapıcı siyaset anlayışıyla sadece devlet aklını değil, kamu vicdanını da temsil etmektedir. Bu manada liderimizin tavrı milletimizin varoluş refleksinin, bir arada yaşama iradesinin siyasi tezahürüdür."
Devlet Bahçeli'nin, yaklaşan küresel tehlikeyi önceden görerek attığı isabetli adımların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da hararetle desteklendiğine dikkati çeken Yalçın, milli iradeyi temsil eden Cumhur İttifakı'nın kararlı tutumunun, Türkiye'nin kaptansız olmadığını gösterdiğini ifade etti.
"Bu geleneğin başlangıç noktası 'Terörsüz Türkiye'dir"
Semih Yalçın, Genel Başkanın çağrısının makes bulduğunu ve terör örgütünün, İmralı'dan gelen yeni bir çağrıyla bütün kollarını tasfiyeye ve silahlı mücadeleyi sona erdirmeye davet edildiğini işaret ederek, şunları kaydetti:
"Liderimiz Devlet Bahçeli'nin çağrısı, bir siyasi proje değildir. Uzun vadeli bir iktidar hesabı veya seçim yatırımı da değildir. Bin yıllık kardeşlik hukukuna yaslanarak yeni bir siyasi ve diplomatik gelenek tesis etme çabasıdır. Bu geleneğin başlangıç noktası 'Terörsüz Türkiye'dir. Zira pekiyi bilinmektedir ki yuvasını yıkmadıkça yılanın kökü kesilmez. Terörist üreten bir örgüt, bütün gövdesiyle ve bütün kollarıyla ortadan kalkmadıkça terör de bitmez. Tıpkı Cumhuriyet'i kuran iradenin geniş halk tabanına ve milli mutabakata dayandığı gibi, Sayın Devlet Bahçeli'nin girişimleri de millete, millet iradesine yaslanmıştır. Sayın Devlet Bahçeli dikkatle gözlemlediği küresel gelişmeleri isabetli tahlil etmekle kalmamış, ülkede kurumların ve yığınların sesine kulak vermiştir. Milletin hissiyat ve beklentilerini dikkate almış, devletin ihtiyaç ve çıkarlarını bir kuyumcu titizliğiyle gözetmiştir. Bunun içindir ki liderimizin son girişimleri vatan sathında hem ilgi, hem ümit, hem de yankı uyandırmıştır. Sayın Genel Başkanımızın teşebbüslerinin güçlü bir surette desteklendiğine dair yurdun dört bir yanından tepkiler gelmiş, halk onun adımlarını beğeniyle karşılayıp alkışlamıştır."
Devlet Bahçeli'nin hamlelerinin bazılarının maskelerini indirdiğini, bazılarının propaganda silahlarını elinden aldığını, bazı art niyetlilerin kullandığı örtüleri kaldırıp onları açığa düşürdüğünü aktaran Yalçın, bölücü terör örgütlerinin devamından çıkar sağlayanların, kaostan beslenenlerin, vesayet ve müdahalelerden beslenenlerin peçelerinin sıyrılıp çirkin yüzlerinin ortaya serildiğini vurguladı.
"ABD ve İsrail'in çirkin yüzü ortaya çıkmıştır"
Semih Yalçın, birtakım politik paravanların ardında gizlenen haramilerin, birer birer açığa çıktığına dikkati çekerek, şunları vurguladı:
"Devlet Bahçeli, kimi gönüllerdeki putları kırmış, kimi fikir duvarlarını indirmiş, kimi ruh coğrafyalarındaki bentleri yıkmıştır. İçeride olduğu kadar dışarıda da kirli plan ve tezgah sahiplerinin hesaplarını bozmuş, oyuncaklarını ellerinden almıştır. Bu arada bölücü terör örgütünün varlığından kimin yarar ve çıkar sağladığı, arkasında hangi aktörlerin durduğu ayan beyan anlaşılmıştır. Çıplak vaziyette ortada kalan emperyalizmin bütün kral, vekil ve taşeronları paniğe kapılmışlardır. Bölgesel ve küresel ölçekte ABD ve İsrail'in çirkin yüzü ortaya çıkmıştır. Özellikle YPG/PKK sever İsrail, sudan çıkmış sıçana dönmüştür. İçerideyse söyleyecek sözü, dağarcığında kozu, ocağında közü olmayan kimi çevreler; sadece kuru gürültü çıkarmaya başlamışlardır. Türkiye'de de, bölgede ve dünyada da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını görememişlerdir. Liderimiz Devlet Bahçeli'nin girişimiyle değişen paradigma, zorunlu bir siyasi ve diplomatik dönüşümün işaret fişeği olmuştur. Varlığını ve hayatını Türk milletinin saadet ve selametine, birlik ve bütünlüğümüze, devletimizin bekasına adayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu ülkü uğrunda durup dinlenmeden gayret göstermeye devam etmektedir."