İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı için 23 Mart'ta yapacağı ön seçim ve kendisiyle ilgili devam eden yargı sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ön seçimle ilgili "Demokrasi devrimi" tanımı yapan İmamoğlu, "Adaylar muhtemelen önümüzdeki hafta gibi netleşecek. Sonrası Allah kerim" dedi. Hakkında açılan üç ayrı davanın duruşmaları için 11 Nisan'a gün verildiğini söyleyen İmamoğlu, "Hiçbirine gitmeyi düşünmüyorum. Bir gereklilik yoksa avukatlarımız gereken savunmayı yapacaktır. Herhalde korktular ayrı ayrı günler olursa on binlerce insan yığılır baş edemeyiz, o yüzden üçe bölelim diye düşündüler" dedi. 

Sözcü yazarı Saygı Öztürk'e konuşan İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Mehmet Uçum’dan yeni anayasa mesajı: Yalnızca bireyi değil, toplumu da güvence altına almalı Mehmet Uçum’dan yeni anayasa mesajı: Yalnızca bireyi değil, toplumu da güvence altına almalı

"Adaylar önümüzdeki hafta gibi netleşecek"

(Ön seçim açıklaması)'Demokrasi devrimi' diye niteliyorum. En önemli kutlama böyle bir demokrasi devriminin partimiz tarafından yapılmasıdır. Adaylar muhtemelen önümüzdeki hafta gibi netleşecek. Ondan sonrası Allah kerim.

"Konsantrasyonumu bozmuyor"

(Siyasi yasak talebi) Bu tehditlere bakarsak önümüzü görme gayreti gerçekten körleştirir. 2019 adaylığımdan önce bile bunlar konuşuluyordu. Sonra hayatımızdan davalar hiç eksik olmadı. Bir şey bulamadılar, uydurdukları bir davayla karşımıza dikildiler. Bunlar benim konsantrasyonumu bozmuyor. Vaktimi çalıyor mu? Mecburen çalıyor.

"Hiçbirine gitmeyi düşünmüyorum"

(Hakkındaki davalar) Baksanıza aynı güne (11 Nisan) 3  tane dava koymuşlar. Bir insan kendi davasına gitmek istese, imkansızlığı önümüze sunmuş oldular. Masumiyet karinesini yerle bir eden ve yargılama düzeni, sistemi darmadağın eden ve de 'Asla böyle bir dava olmaz' diyeceğimiz davalarla yargılanan bir durumdayım. Hiçbirine gitmeyi düşünmüyorum. Bir gereklilik yoksa avukatlarımız gereken savunmayı yapacaktır. Herhalde korktular ayrı ayrı günler olursa on binlerce insan yığılır baş edemeyiz, o yüzden üçe bölelim diye düşündüler.

"Dürüst, şeffaf bir biçimde mücadele edelim"

(İtibar kaybı) Medya da zor durumda. Kısıtlamalar, tutuklanmalar, baskılar yaşanıyor. Hiçbirinin ülkemize faydası yok. Uluslararası camiaya baktığımızda bu yapılan işlerin her birisi bir değer kaybı, itibar kaybıdır. Böyle olduğu sürece ülkede gerçekten ekonomi düzelmez, enflasyon düşmez, yoksulluk büyür.  Dürüst bir biçimde, şeffaf bir biçimde mücadele edelim. Millet de ona göre kararını versin. Ben iktidarı mertliğe davet ediyorum, etmeye de devam edeceğim.

(Gölge kabineyi değiştirecek iddiaları) Bunların hiçbiri şu an gündemimizde yok. Daha adaylığımızı açıklamadık.  Bu süreçte, çok düzenli, intizamlı bir şekilde olmuş olan şeyi olduğu gibi anlatan şeffaf bir dönemi arzuluyoruz.  Bugünden bu mevzular konuşulmaz. Daha partimizin önünde bir ön seçim, parti programı kurultayı var. Aday belirlendikten hemen sonra muhalif partiler, muhalif aktörler, STK'larla görüşmeler var. Katılımcı bir modelle şekillenecek bir Türkiye geleceği tahayyülüm var. Gelecekte güçlü bir parlamenter sistemi, güçlü bir kuvvetler ayrılığı düzeninin oluşacağı bir döneme hazırlayacak kapsayıcı bir kadrolaşma çalışmaları olacaktır.  Bütün bunlar varken gölge kabine gibi konuları konuşmak, yani masada hiç olmamış düşüncelerin dile getirilmesini çok kasıtlı buluyorum."

Kaynak: Haber Merkezi