Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu kapsamında başlattığı görüşmeler sonrasında CHP ve Zafer Partisi arasında 7 maddelik mutabakat protokolü imzalandı. Protokol imzalanmadan önce sosyal medya hesabından açıklama yapan Özdağ, kendini içişleri bakanı olarak ilan ederek mültecileri göndereceğini söyledi. Özdağ’ın açıklamasından sonra başlayan tartışmalar, kamuoyunda geniş yankı yaptı. Protokol metninden sonra Yeşil Sol Parti, konuya ilişkin açıklama yapacağını duyurdu. CHP sözcüsü Öztırak ise Özdağ’a bakanlık verildiği iddiasını yalanladı.
Tüm bu tartışmaları değerlendiren HaberTürk yazarı gazeteci Nihal Bengisu Karaca ise Özdağ ve Millet İttifakı iş birliğinin sonucunda meydana gelecek olayların ittifak blokunun amaçları arasında olduğunu ifade etti. Karaca, protokol metninin imzalanmasını da anlamsız bulduğunu hatta Kılıçdaroğlu’na hakaret anlamına geldiğini belirtti. Karaca, ‘‘Zafer Partisi'yle yapılan anlaşma metni aslında Ümit Özdağ’la imzalanmıyor. Bu rejim bloku ile Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu ilkeler, değerler, prensipler ve reform vaatlerinin bypass edilişini kayda geçiren bir anlaşma izlenimi veriyor’’ ifadelerini kullandı.
''Rejimin muhalefete atadığı kayyum''
Özdağ’ın içişleri bakanı olduğu bir ittifaka Kürt seçmenin destek olmayacağını vurgulayan Karaca, "Belli ki, Özdağ Millet İttifakı'nı sıkıştırmayı, ittifakın ortaya koyduğu yüzlerce sayfalık ortak politikalar, demokrasi ve reform metinlerini işlevsizleştirmeyi amaçladı. Ve tabii Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanı olduğu bir ülkede nefes alamayacağını düşünecek olan Kürtleri Millet İttifakı'ndan uzaklaştırmayı. Ne tesadüf, iktidar bloku da bunu amaçlıyor. Kürtler, muhafazakar demokratlar, özgürlükçüler muhalefetten kopsun isteniyor. Ümit Özdağ’ın muhalefete ilişkin stratejisi ve tutumu, kendisine 'rejimin muhalefete atadığı kayyum' görüntüsü veriyor" yorumunu yaptı.
''Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’ndan imza istenmesi anlamsız''
Karaca, Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasındaki 7 maddelik mutabakat için de şu ifadeleri kullandı:
"Sığınmacı meselesi dışındaki tüm maddeler ya CHP’nin kurucu değerleri, yahut zaten Millet İttifakı'nın hazırladığı belgede yer alan, dikkat çekilen hususlar yahut bir ülkeyi güvende tutmanın olağan gereklilikleri.
Kim 'Ben yolsuzlukla liyakatsizlikle barış içinde olacağım' dedi mesela? Hangi iktidar adayı böyle bir şey söyler? Millet İttifakı yolsuzlukla mücadele edeceğini defaatle kayda geçmemiş miydi?
Yahut ülkeyi yönetmeye soyunan hangi irade 'Ben PKK ile IŞİD ile FETÖ ile iyi geçineceğim' der? Pardon bunu diyen var da biz mi duymadık?
''Millet İttifakı'nın reform vaatleri ve prensipleri bypass edildi''
Bunların metne konulması da, Kılıçdaroğlu’ndan bu maddeler için imza istenmesi de anlamsız, adeta hakaret gibi.
Zafer Partisi'yle yapılan anlaşma metni aslında Ümit Özdağ’la imzalanmıyor.
Bu rejim bloku ile Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu ilkeler, değerler, prensipler ve reform vaadlerinin bypass edilişini kayda geçiren bir anlaşma izlenimi veriyor."