CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında konuştu. Bugün hain terör örgütünün Başbağlar’da 33 vatandaşımızı katletmesinin yıl dönümü olduğunu söyleyen Öztrak, terör örgütünü lanetledi. 28 Mayıs'tan sonra başlayan 'değişim' tartışmalarına değinen Öztrak, isimlerin, kişilerin değişebileceğini ancak önemli olanın birleşen gücü tahkim etmek ve zulmün karşısında hep birlikte durup mücadele etmek olduğunu vurguladı. Birleşmenin önemine dikkat çeken Öztrak, seçimlerde Millet İttifakı olarak aldıkları 25 milyon oyu 30, 30 milyonu da 35 milyon yapmak için çalışmaya kararlı olduklarının altını çizdi.
MYK’nın gündeminde TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının olduğunu kaydeden Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“İşler durma noktasına geldi”
"Vatandaşını varlığını aşıran, parasını sızdırıp götüren en sinsi ve adaletsiz vergi olan enflasyon, sadece mutfağın bereketini kaçırmıyor. Milletin enerjisini tüketiyor, ekonomimizi ve çok daha önemlisi ülkenin huzurunu içten içe kemiriyor. İşler durma noktasına geldi. Şimdi acil döviz bulma ve enflasyonu düşürme sorumluluğunu, bir zamanlar dolandırıcılıkla suçladığı, ama piyasaların kendisinden daha fazla güvendiği, bir eski bakana ve Amerika’dan ithal bir Merkez Bankası Başkanına vermiş gibi yaparak, pansumanla, aspirinle işi seçimlere kadar idare etmeye çalışıyor.
“Doğalgaz fiyatı nasıl bir kuruş bile etmiyor?”
TÜİK’in makyajlı rakamlarına göre tüketici fiyatları Haziran ayında yüzde 3,92 arttı. Bu, bugüne kadar gerçekleşen en yüksek ikinci Haziran enflasyonu. Ama yine de burada TÜİK’in açıklaması gereken bir husus var. Nisan ayında 5 lira 72 kuruş olan doğalgaz fiyatı Mayıs’ta bedava olunca ‘sıfıra’ düşmüştü. Şimdi yeniden doğalgaz paralı oldu. Ama TÜİK’in tabelasında görünen fiyat 0,43 kuruş. 25 metreküp doğalgaz bedava verilse bile Doğalgaz fiyatı nasıl bir kuruş bile etmiyor?
“Yılın ikinci yarısında fiyatlara yansıyacak”
TÜİK’e göre yıllık enflasyon da yüzde 38,21 oldu. Önümüzdeki dönem fiyat eğilimlerini gösteren çekirdek enflasyon ise yüzde 47 civarında. Şimdi Şubat ayında yaşanan depremi gerekçe göstererek bir torba yasayla vergileri de artırıyorlar. Deprem Şubatta oldu, vergileri seçimden sonra geliyor. Ama bunların hepsi de yılın ikinci yarısında fiyatlara yansıyacak. Anlaşılan bu hükümet, verdiğinden çok daha fazlasını enflasyonla çalışanlardan geri almaya kararlı.
“TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını, futbol kulüpleri bile gerçekçi bulmuyor”
Yılın ilk 6 ayına ilişkin enflasyon rakamları, çalışanların, emeklilerin ücret maaş ve aylıklarının, enflasyonla ne kadar eridiğini de gösteriyor. Açıklanan rakamlar, kamu çalışanlarının maaşlarına, Emeklilerin aylıklarına yapılacak telafi artışı için baz olacak. Ama TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını, futbol kulüpleri bile gerçekçi bulmuyor. Sponsorluk anlaşmalarında TÜİK verileri yerine, gerçeğe daha yakın enflasyon rakamlarını dikkate alıyor.
"Henüz verilmeyen en düşük memur maaşının alım gücü neredeyse 300 dolar eridi"
Bu gelişmelerin ışığında, maaş ve aylıklara, sadece ilk 6 aydaki enflasyonu telafi edecek bir zam yapmak, zaten TÜİK makyajının ezdiği, emekçileri ve emeklileri, önümüzdeki 6 ayda da sürecek, yüksek enflasyona ezdirmek demektir. Bu çerçevede, memurların ve emeklilerin maaşlarında yapılacak artışta, sadece ilk altı aydaki kaybın telafisi değil, önümüzdeki dönem için öngörülen enflasyon, ve refah payı dikkate alınmalıdır.
Bugün en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılmasıyla ilgili kanun teklifi de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Bu arada emeklilere ne verileceği hala ortada yok, yuvarlak laflarla geçiştiriliyor. Erdoğan’ın yine Genel Başkanımızın zoruyla en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı gün bu parayla 1.124 dolar alınıyordu, Şimdi ancak 846 dolar alınıyor. Bu kısacık zamanda bile henüz verilmeyen en düşük memur maaşının alım gücü neredeyse 300 dolar eridi. Yeni asgari ücret 20 Haziran’da ilan edildi. Temmuz sonundan itibaren çalışanların eline geçecek. Asgari ücretle alınabilecek dolar miktarı da, daha ele geçmeden 47 dolar eridi.
“‘Yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak’ diye yazmışlar”
Son Para Politikası Kurulu toplantısının tutanakları yayımlandı. İnsan okudukça, gerçekten hayrete düşüyor. Kurul’da bir tek Merkez Bankası’nın başkanı değişti. Para Politikası Kurulu’nun diğer üyeleri, oldukları gibi yerlerinde duruyorlar. Ama tutanaklara bakıldığında, Para Politikası Kurulu üyeleri bugüne kadar izlenen bu ucube politikaların uygulayıcıları kendileri değilmiş gibi, tutanaklara neler yazmışlar neler. Mevcut para politikası çerçevesinin ‘Yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak’ diye yazmışlar. Bizim bu tutanaklardan anladığımız şu: Para Politikası Kurulu’nun yeni başkan dışındaki sayın üyelerinin hepsinin başına aynı anda saksı düşmüş.
“Hani Sisi darbeciydi?”
Bir zamanlar yandaş medyalarına ‘Şerefsiz’ diye manşet attırdıkları, ‘Cemal Kaşıkçı’nın katili’ 15 Temmuz hain darbe girişiminin finansörü ilan ettikleri Körfez Şeyhleri’nden, Körfez Prenslerinden borç bulmak için, Erdoğan yollara düşüyor. Taviz vermeye, emir almaya hazır olduğunu gösteriyor. Nasıl emir aldığının son örneği Mısır. Hani Sisi darbeciydi, nereye gitti bu millete, meydanlarda ağlayarak andırdığı Rabia? Döndü dolaştı dediğimize geldi, yeniden diplomatik ilişkileri kurdu. Bizim eleştirimiz bölge ülkeleriyle yeniden ilişki kurulmasına değil, sonunda aynı yere dönecek olduğu halde, Erdoğan’ın bölgesel konulara göbeğinden dalıp, iç siyaset malzemesi yapmasına, Türkiye ile tüm komşularını düşman etmesine.
“Rasyonel denilen politikalar buysa vay halimize”
Kur Korumalı Mevduat bir kara delik. 23 Haziran haftası itibariyle kur Korumalı Mevduatta biriken döviz cinsinden garanti verilmiş mevduatın büyüklüğü 2 trilyon 719 milyar lira ile rekor seviyeye ulaştı. Yapılan hesaplamalara göre sadece Haziran ayında Kur Korumalı Mevduat nedeniyle bütçe ve Merkez Bankası üzerinden Milletin sırtına binecek yük 190 milyar lirayı aşacak. Bugün getirdikleri torba kanunda Hazine’nin KKM desteği ödemelerinin Merkez Bankası tarafından yapılması öngörülmüş. KKM’nin nedne olduğu bütçe açığının üstüne Merkez Bankası şalı örtülecek. Bu, bütçe açığının para basarak finanse edilmesi demektir. Rasyonel denilen politikalar buysa vay halimize.
“Yerel seçimler için bu ülkenin aydınlık geleceğine inananların umutlarını tazelememiz gerekiyor”
2023’te başlayan seçim süreci devam ediyor. Yaklaşan yerel seçimler için bu ülkenin aydınlık geleceğine inananların umutlarını tazelememiz gerekiyor. Mayıs seçimlerinde milletimiz çok önemli bir kapıyı araladı. Farklı düşünen, farklı konuşan, belki farklı şeylere inanan farklı partilere oy veren ama hepsi bu ülkeyi sevmek paydasında buluşan bu ülkenin aydınlık geleceğine inanan 25,5 milyon insan ucube rejime karşı bir araya geldi. Sandıkta tek vücut oldu. ‘Asla bir araya gelmez’ denenler vatan için bir araya geldiler.
“Yenilenerek ayağa kalkmamız gerekiyor”
Atatürk’ün kurduğu, Cumhuriyet değerlerine bağlı, sosyal demokrat bir partiyi onun Genel Başkanını değerlerinden kopmadan, toplumun tüm kesimlerinden oy alabilen, hale getirmek büyük bir değişimdir. Müreffeh Türkiye’nin demokrat yarınları için bu çok önemli bir aşamayı ifade eder. Ama çok istememize ve çok çalışmamıza rağmen olmadı, kazanamadık. Buna belki en çok biz üzüldük. Ama seçim süreci devam ederken sadece üzgünüz diye oturmak yetmiyor. Hatalarımızı düzelterek, eksiklerimizi gidererek, yenilenerek ayağa kalkmamız gerekiyor.
“25 milyonu 30 milyon, 30 milyonu 35 milyon yapmak için çalışmaya kararlıyız”
Bu mücadele vazgeçilecek bir mücadele değil. Birleşen gücümüz önünde durulmaz bir çığ gibi büyümeli. 25 milyonu 30 milyon, 30 milyonu 35 milyon yapmak için çalışmaya kararlıyız. Adalet yürüyüşüyle başlayan bu büyük değişim, mutlaka sürmelidir, sürecek ve nihayetinde başarıya ulaşacaktır. Erdoğan’ın en büyük korkusu budur. Bunu dağıtmak, itibarsızlaştırmak, unutturmak, 25,5 milyonun baskısından kurtulmak için, elinden geleni ardına koymamaktadır. Bunun karşısında tüm partililerimize düşen, 25,5 milyondan bir kişiyi bile feda etmeden, ülkemizin namuslu, vicdanlı hakkın yanında olan kitlelerinin sayısını artırmaktır.
“İsimler değişir, kişiler değişir önemli olan birleşen gücü tahkim etmektir”
Bu süreci yönetmek bir tek Genel Başkanımızın değil, tüm Cumhuriyet Halk Partililerin birlikte görevidir. Yapmamız gereken, Halil İbrahim sofralarında birleşerek, mücadeleye yorulmadan devam ederek, değişimin sadece bir gün değil, bir hayat boyu süren bir süreç olduğunu bilerek bu süreci yönetmektir. İsimler değişir, kişiler değişir önemli olan birleşen gücü tahkim etmek, zulmün karşısında hep birlikte durup mücadele etmektir. Biz ne yapacaksak ayrılarak değil, birleşerek yapacağız. Karşısındaki gücün bölünüp parçalanması planları yapanların heveslerini kursaklarında bırakacağız."