Yaklaşık 18 yıl sonra ilk kez CHP Genel Merkezi’ne gidecek olan Erdoğan’ı ağırlamak için özel hazırlık yapıldı.

Saat 16.00'da başlayacak olan ziyareti önemli kılan ise yerel seçimler sonrasında Özel’in Erdoğan’ı ziyaretiyle başlayan “siyasette normalleşme, yumuşama” sürecinin devam edip etmeyeceğinin göstergesi olarak görülmesi.

İlk görüşmede, 28 Şubat tutuklusu emekli subayların tahliyesi, gölge bakanların alanları ile ilgili kabine üyeleri ile görüşme yolunun açılmasına ilişkin somut sonuçlar alınmasından memnun olan Özel’in ikinci görüşme gündeminde ise kayyum sorunu, Gezi ve diğer siyasi tutuklular ile başta emekliler olmak üzere dar gelirli kesimlerin sorunları var.

Forslu bayrak asılacak, boş koltuk olmayacak

Özel ve Erdoğan

Erdoğan son olarak 2006’da, başbakanlığı döneminde yeni genel merkezinin açılışı nedeniyle dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ziyaret etmişti.

18 yıl sonra bu kez cumhurbaşkanı sıfatıyla CHP’ye gidecek Erdoğan için parti yönetimi özel hazırlık yaptı.

Oturma düzeni tartışmalarının, görüşme içeriğinin önüne geçmemesine yönelik önlemler alındı.

Özel’in 2 Mayıs’ta AK Parti Genel Merkezi’ndeki ziyaretinde, basına servis edilen fotoğraflarda, Erdoğan’ın yanındaki bir koltuğun boş olması kamuoyunda ve sosyal medyada tartışma yaratmış, bu durum CHP yönetimini de rahatsız etmişti.

CHP yönetimi, benzer bir tartışmanın yaşanmaması için cumhurbaşkanlığı protokolünden sorumlu isimlerle görüşerek, oturma düzenini planladı.

Buna göre ilk görüşmede olduğu gibi AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, Salı günkü görüşmede de liderlere eşlik edecek, oturma düzeni de buna göre tasarlanacak.

Mevzuat gereği, cumhurbaşkanı ziyareti olması nedeniyle, Erdoğan’ın gelişinde CHP Genel Merkezi’ne Cumhurbaşkanı forsu olan Türk bayrağı asılacak.

Erdoğan’ın en önemli gündem maddelerinden birisi yeni anayasa.

TBMM’nin Ekim ayında başlayacak yeni yasama yılında, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, siyasi partilerden yeni anayasa için “usul” konusunda görüşlerini alması ile Erdoğan, yeni anayasa sürecini başlatmak istiyor.

İlk görüşmede, Erdoğan’ın yeni anayasa konusunda kısa bir değerlendirme yapmakla yetindiği bilgileri yansımıştı.

Erdoğan’ın ikinci ziyaretinde yeni anayasa konusunu gündeme getirmesinin sürpriz olmayacağına dikkat çekiliyor.

Ayrıca, TBMM gündemine gelmesi beklenen 9. Yargı paketi, kamuda tasarruf kararı, ekonomik sıkılaştırma önlemleri ve buna ilişkin yasal düzenleme hazırlıklarına ilişkin bilgi vermesi bekleniyor.

CHP kurmayları Genel Başkan Özgür Özel’in, aslında ilk görüşmede de gündeme getirdiği dar gelirlilerin durumu, Gezi ve diğer siyasi tutuklular başta olmak üzere ülke sorunlarını bir kez daha Erdoğan’a iletme fırsatı bulacağına işaret ediyor.

Görüşme, DEM Partili Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması sonrasında gerçekleştiği için, Özel’in kayyum sorununa özel başlık açması bekleniyor.

CHP'li Bağcıoğlu: FETÖ'cülerin verdiği zararın bedelini Atatürkçü askeri personel ödemiştir CHP'li Bağcıoğlu: FETÖ'cülerin verdiği zararın bedelini Atatürkçü askeri personel ödemiştir

CHP kaynakları, Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) da yapılacak değerlendirmelerin ardından, Özel’in kayyum politikasına son verilmesi talebini ve bu konudaki eleştirilerini net bir şekilde ileteceğini söylüyor.

Erdoğan, Hakkari’ye kayyum atanmasının ardından devamının gelebileceği mesajını vermişti.

CHP ise belediye başkanları hakkında soruşturma veya görevden el çektirme olması halinde, belediye meclisinde seçim yapılması gerektiğini savunuyor.

Özel’in ayrıca başta emekliler olmak üzere dar gelirli kesimlerin durumunun iyileştirilmesi, Gezi davası tutukluları ve özellikle çay üreticisinin sorunlarını gündeme getirmesi bekleniyor.

Geçen hafta sonu İzmir ziyaretinde, atama bekleyen engelli bir öğretmen Özel’den yardım istemişti. Özel’in kendisine iletilen bu tür spesifik konu başlıklarını da Erdoğan’a iletmesi bekleniyor.

9. Yargı Paketi içinde yer alan “etki ajanlığı” düzenlemesinin sakıncaları ile sokak köpeklerine ilişkin yasa değişikliği hazırlıklarına ilişkin de Özel’in eleştiri ve önerilerini dile getireceği belirtiliyor.

Normalleşme devam edecek mi?

Siyasette “normalleşme-yumuşama” sürecinin AK Parti içinde memnuniyet yarattığı biliniyor.

Erdoğan ve AK Parti ile “hem müzakere, hem mücadele” stratejisi izleyen CHP yönetimi, süreçle ilgili “temkinli iyimserlik” ifadesini kullanıyor.

İlk görüşmenin ardından 28 Şubat tutuklusu emekli askerlerin tahliyesi, CHP’li gölge bakanların alanlarıyla ilgili kabine üyeleri ile görüşme sürecinin başlaması, “Cumartesi Anneleri”nin 1000’inci hafta eylemlerine müdahale edilmemesi, normalleşme sürecinin olumlu yansımaları olarak görülüyor.

CHP yönetimi Osman Kavala ve Tayfun Kahraman’ın da aralarında bulunduğu Gezi tutuklularının tahliyesi, Can Atalay hakkındaki AYM kararının uygulanması konularında da adım atılmasını bekliyor.

CHP kaynakları, Erdoğan’ın ikinci ziyaretindeki tutumu ve sonrasında izleyeceği politikaların, normalleşme sürecinin devam edip etmeyeceği konusunda belirleyici olacağına dikkat çekiyorlar.

CHP içinden ‘normalleşme’ eleştirisi: Koalisyon görüntüsü zarar verir

Özel-Erdoğan diyaloğuna CHP içinde eleştirel yaklaşanlar da var.

CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel’in Erdoğan’la görüşmesine karşı olduğu biliniyor.

CHP içinde yönetime muhalif kesimler de Erdoğan’ın “yumuşama, normalleşme” hamlesine kuşkuyla yaklaşıyor.

Erdoğan’ın seçim yenilgisi nedeniyle hem muhalefetin baskısını azaltmayı, hem de yeni politikalar için zaman kazanmayı amaçladığını savunan bazı CHP milletvekilleri, 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından CHP ile AK Parti arasında “istikşafi görüşmeler” olarak da nitelendirilen ve sonuçsuz kalan koalisyon görüşmelerini anımsatıyor.

Erdoğan’ın “istikşafi görüşmelerin ardından CHP ile koalisyona izin vermediği anımsatılarak, “22 yıl sonra seçmen CHP’yi umut görmüş ve birinci parti yapmış. Eğer bu süreç, AK Parti ile koalisyon görüntüsüne dönüşürse, o zaman CHP biter” yorumu yapılıyor.

Muhalifler, “yumuşama” sürecinin sivil toplum ile parti örgütlerinde de rahatsızlık yarattığını ve toplumsal muhalefeti de gerileteceğini söylüyor.

Bu görüşü savunanlar, “Parti örgütleri derin sessizlik içinde. Ne yapacaklarına ilişkin genel merkezden talimat bekliyorlar” eleştirisini yöneltirken; demokratikleşme ve ekonomik olarak dezavantajlı kesimlere ilişkin iktidarın hiçbir adım atmadığı gibi, kayyum politikalarını da sürdürdüğü eleştirisi yöneltiyorlar.

Kaynak: BBC Türkçe