İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 19 Mart Çarşamba sabah saatlerinde başlatılan operasyonda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde bir dizi isim gözaltına alındı. Polis ekiplerinin İmamoğlu'nun İstanbul Sarıyer'deki evinde arama yaptığı, ardından da sağlık kontrolüne götürüldüğü öğrenildi. Diploma süreci, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanan İBB Başkanı'na son haftalarda açılan soruşturmaların ardından geldi.

Saraçhane'de üçüncü akşam

Gözaltı gününden bu yana, yasaklara rağmen başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin farklı noktasında eylem duyuruları yapıldı. CHP'nin İstanbul'daki buluşma noktası ise Saraçhane oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve on binlerce kişi bugün yine Saraçhane'de bir araya geldi.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri de bu akşam Saraçhane'de toplandı.

Saraçhane'deki mitinge Halkın Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) dahil muhalif partiler ve sendikalar da katılıyor.

Saraçhane-3

Özgür Özel: Taksim'i geri alacağız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, saat 21:00 itibariyle vatandaşlara seslendi.  Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“İstanbul'un iradesine yapılan darbeye itiraz için buraya toplandığımızda, birbirimize söz vermiş, ant içmiştik. Çünkü biz bir miting değil sonuç almaya geliyoruz. Bu bir CHP mitingi değildir. Ancak isimlerini duyduğunuz, sloganlarını duyduğunuz, bir kaç gündür teker teker Ekrem Başkanla dayanışma ve demokrasiye sahip için buraya Saraçhane'ye yani İstanbul'a halkın iktidarının simge noktasına koşan tüm siyasi parti ve oluşumları ve özelikle gençlerimizin dahil olduğu tüm itiraz ve siyaset kurumlarını yürekten selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Türk-İş Genel Başkanı Atalay: Adalet herkese lazım Türk-İş Genel Başkanı Atalay: Adalet herkese lazım

Biz Saraçhane'ye bir miting yapmaya değil, bir sonuç almaya geliyoruz. Üç gündür Saraçhane'deyiz, nerede olmamız gerekiyorsa orada olmamız gerektiği için Saraçhane'deyiz. Bundan yıllar önce hep birlikte Tayyip Erdoğan, 'Gezi Parkı'nı kesip yerine Toplu Kışlası yapacağım' deyip oradaki Atatürk Kültür Merkezi'ni yıkıp yerine AVM yaptırmak istediğinde o gün nerede olmamız gerekiyordu? O gün Gezi'de, Taksim'de olmamız gerekiyordu. O gün oradaydık. And olsun ki Taksim'i geri alacağız, and olsun!

Bugün, Saraçhane meydanı boşuna seçilmiş bir eylem alanı değildir. Saraçhane, İstanbulluların Ekrem İmamoğlu'na 2019 yılında Erdoğan'dan alıp artık İstanbul'un tepesinde helikopterle gezip Arap şeyhlerine kupalar süsü vermenden... Artık İstanbul'a karşı kent suçları işleyip Gökdelenler yaptırıp o kentin rantını yandaşına peşkeş çekmenden bıktım. Artık, satacak bir şey kalmayınca, Katarlılara vermek üzere güzelim İstanbul'a bir hançer çekip Kanal İstanbul yapmana izin vermeyeceğim.

"İmamoğlu Erdoğan’a hattrıck yaptı"

Futbol konuşmayı bilen, 'ben futbolcuyum' diyen Tayyip Bey'e şunu söyleyelim; Ekrem İmamoğlu, Tayyip Bey'i 4 maçta da yendi, kümeye gönderdi. Tayyip Bey, güya yenilmez Tayyip Bey, partisinde hiç seçim kaybetmeyen Tayyip Bey Ekrem İmamoğlu'ndan ilk golü Beylikdüzü'nde yemişti, üstüne de Ekrem İmamoğlu ona burada hattrick yaptı.

İşte bu hazımsızlık bugün de seçimlerin üstünden bir yıl geçmesine rağmen Ekrem Başkan'ın bileğini mertçe bükemeyeceğini gördüğü için yargı sopası eliyle bileğini kırmaya, bu binaya hileyle girmeye çalışmaktadır. Bunun için buraya kendine yakın bir kayyım atamak, bu binada işe girmiş 40 bine yakın her siyasi görüşten liyakatli pırıl pırıl gençleri atıp kendi gençlik kollarını yerleştirmek istiyor. Bunun için biz 19 Mart darbe girişiminden itibaren buradayız, Saraçhane'de nöbetteyiz, direnişteyiz. Burayı Erdoğan'ın kayyumuna vermeyeceğiz.

"Taksim'se Taksim, Çağlayan'sa Çağlayan..."

Yarın Ekrem Başkanımız Vatan Emniyet'ten alınıp Çağlayan Adliyesi'ne götürüldüğünde ve tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu en çalışkan en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan'da olduğunda o zaman biz de Çağlayan'da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerekiyorsa orada, ayrıla ayrıla değil birleşe birleşe omuz omuza direnerek orada olacağız. Yarın gelişmelere göre Saraçhane ise Saraçhane, Çağlayan ise Çağlayan, Vatan ise Vatan, Taksim ise Taksim!

Bizi şu anda Türkiye'nin tüm televizyonlarının yanında tabii bunu destekleyenler canlı yayında, köstekleyenler yarın manipülasyon yapmak için dört gözle bizi izliyor. Ancak dünyanın bütün televizyonları, ajansları burada izlerken, biz içindeyiz. Ne kadar görüyorsunuz bilmiyoruz ama dünya ve Türkiye görüyor ki Tayyip Erdoğan'ın istibdat, baskı, yasak rejimi sallanmaktadır, çökmek üzeredir. Tayyip Bey, duydum ki dün TV izlerken elindeki kumandayı fırlatmışsın!

"Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürü'nü görevden almazsan hatırım kalır!"

O sırada ben 21 il 14 büyükşehir ve tüm Türkiye'de örgütümüzü belediyelerimizi eyleme davet ederken, demişsin ki 'İstanbul başta olmak üzere yarın akşam Özgür Özel'in çağrısıyla Saraçhane'de ve herhangi bir şehirde bir kalabalık toplanır eylem olursa o valiyi o emniyet müdürünü görevden alacağım' demişsin. Anadolu'yu tehdit ettin, bugün hiçbir ilde eylem olmayacak dedin, Tayyip Bey bak bugün burada 210 bin kişiyiz. Sayın Erdoğan, İçişleri Bakanı telefonunu bekliyor, İstanbul Valisi'ni İstanbul Emniyet Müdürü'nü görevden almazsan hatırım kalır! Ama performans ölçün buysa ne valine ne emniyet müdürüne kıyma. Çünkü değil yenileri, kendin gelsen İstanbul'a vali olsan yine toplanacağız. Ant olsun ki Saraçhane bizimdir, Vatan Emniyet bizimdir, Çağlayan bizimdir, Taksim bizimdir.

Saraçhane'deki kişi sayısını açıkladı

Arkadaşlarım beni düzeltiyor. Şu anda burada 300 bin kişi var. Yarın yiğidimizi Çağlayan'dan alacak mıyız? Bugün öğlen saatlerinde telefon geldi, dediler ki 'Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi başlayacak.' Avukatlarıyla birbirimize sarıldık, bir selam yolladık. Emniyet'teki ifade başladı ve tam 6 saat boyunca onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı, o utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi ne cana kıydı. Elinde ne kan ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım bu akşam da sizden ayrı orada Vatan'da yatıyor. Gün gelecek devran dönecek, bu zalimler hesap verecek, Ekrem Başkan hepimizin haklarını verecek.

Buradan bir kez daha uyarıyorum; bu meydandaki gençleri kadınları koşup gelenleri lekelemeye çalışanlara, marjinal diyenlere şunu söylüyorum; marjinal demek bütünden ayrı olan aykırı olan demektir. Bu meydanda birbirini sevmeyen yok, ülkesini sevmeyen yok, kadın düşmanı yok, farklı düşünene farklı giyinene nefret duyan yok, dine inanca karışan yok, cinsel tercihlere karışan yok. Bu meydan bir bütün olarak insanı seviyor, doğayı hayatı hayvanı birbirini seviyor. Bu meydandan farklı olan marjinal olan sensin Erdoğan, sensin marjinal! Bu meydandaki gençlerin karşısına polisi dikiyor.

Bir kere şunu bilelim, polis kim? Polis bu vatanın evladıdır. Polis holding sahibinin evladı değil, para babalarının çocuğu değil; polis gariban. Sen polisi bu vatanın evladını, bu vatanın evladına kırdıramazsın! Polis kardeşim, bu meydandaki senin üniversitedeki heyecanını yaşayan ve belki de Erdoğan iktidarda kalırsa senin gibi hayal kırıklığına uğrayacak gençlerdir. Ne bu meydan marjinaldir, ne de bu polis katildir... Ama Anayasa dışı, kanunsuz emir verenler hainlerdir, yolsuzlardır. Marjinal olan Erdoğan'dır. Demokratlar meydandan korkmaz, diktatörler meydandan korkar. Erdoğan, eğer sen bu meydandan korkuyorsan, sen de bir diktatörsün!

Türkiye laiktir, laik kalacak! İstanbul Barosu'nu da geri alacağız.

Kaynak: Haber Merkezi