22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, Elips TV’de Gazeteci Sami Dadağlıoğlu’nun sunduğu Kritik Ankara Programının konuğu oldu. Gazeteci Dadağlıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınına değindi. İdam cezası da verseniz ölen canları geri getirmenin mümkün olmadığını belirten Arınç, “Bu işin sorumlusu kimdir birbirlerine şut atıyorlar” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısına ilişkin Arınç, ‘İmralı’ sürecinden ‘umutlu’ olduğunu belirterek, “Umutsuz olmak bizim inancımızda yok. Çok zor bir mesele. Terör meselesi Türkiye için çok önemlidir” diye konuştu.
Bülent Arınç, muhalefetin sürekli gündeme getirdiği erken seçim tartışmalarına yönelik de “Bu sene, önümüzdeki sene için erken seçim ihtimali görmüyorum” açıklamasında bulundu.
“İdam cezası da verseniz ölen canları geri getirmek mümkün değil”
Bolu’daki yangınla ilgili neler söylemek istersiniz?
“Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Her biri tok trajik bir olayı önümüze getiriyor. Allah böylesi kazalardan, felaketlerden ülkemizi ve milletimizi korusun. Neresinden bakarsanız bakın büyük bir acı, büyük bir felaket.
Ben Başbakan yardımcısıyken Soma’da bir maden faciası yaşandı. Ben o zamanlar safra kesesinden ameliyat olmuştum, hastanede yatıyordum.
Hastaneden çıktım, yolda 25 ile gidiyoruz Akhisar’a indiğimizde ölü sayısının 50 olduğunu söylediler, ‘inşallah 51 olmaz’ dedik.
Olay mahalline gittik büyük bir acı yaşanıyordu, sonra sayı 301’e kadar çıktı.
Soma’da büyük bir facia yaşandı. Olaydan sonra bakanlar kurulunca konuşuldu.
Türkiye böyle facialarla ilk defa karşılaşmıyor. En son 78 vatandaşımızın hayatını kaybettiği dakikalarda, bir servis otomobili şarampole yuvarlanıyor, orada farklı bir kaza yaşanıyor.
Her olaydan sonra, idari ve cezai takip yapılır. Bu ayrı bir iktisat kodu olduğu için bilirkişi görevlendirilir. Sonra da o sorumlular gözaltına alınır veya tutuklanır.
İdari yönden de mülkiye müfettişleri görev alırlar.
Böyle bir olayın Türk ceza kanunundaki karşılığı tedbirsizlik ile ölüme sebep vermektir.
İdam cezası da verseniz ölen canları geri getirmek mümkün değil. Önleyici tedbirlere her zaman önem vermemiz lazım.
Bizim böyle bir kazadan sonra aklımız başımıza geliyor.
Unutmak bizde ulusal bir yeti haline geldi ne yazık ki. Yaşananları unutuyoruz.
Ölen insanlar var ve elle tutulur bir vaka var. İnsanlar yangında öldü. Kimse kendisini kurtaracak bir şekilde eğitilmemiş. En azından çalışanlar da öyle.
“Bu olayın sorumlusu kimdir? Birbirlerine şut atıyorlar”
Bu olayın sorumlusu kimdir? Birbirlerine şut atıyorlar.
Bizde bu işler olağan işler haline geldi. Sonuçta 3-5 kişiye dava açılacak ve onlar da belki 20 sene civarında bir ceza ile karşı karşıya kalacaklardır.
İbreti alem için bu işin sorumluları mutlaka cezalandırılmalı ve kamuoyuna denmeli ki “bu işin sonu bir daha böyle olmayacak”
Maden ocaklarının denetimi mutlaka gereklidir. Bu insanların ölmemesi ve bir patlama halinde yaşam odalarının da mutlaka bulunması gerekiyor.
İşçi sağlığı ve güvenliği diye 2012’de bir kanun çıkardık. Çok önemlidir. Bu kanuna göre bizim bu yerleri denetlememiz gerekiyor.
“Denetimi sağlıklı olarak yapmıyorlarsa buna izin veren herkes sorumludur”
Bir check-list yapıyoruz. Belki ayda bir, belki on beş günde bir.
Denetim yapmakla görevli kişiler eğer bu denetimi sağlıklı olarak yapmıyorlarsa sadece o check-listesini yapıyorlarsa buna yol açan, izin veren herkes sorumludur.
“Umutsuz olmak bizim inancımızda yok”
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin PKK’nın lağvedilmesi çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz. Umutlu musunuz bu süreçten?
Umutsuz olmak bizim inancımızda yok. Çok zor bir mesele. Terör meselesi adeta bir beka sorunu. İçeriden ve dışarıdan elini uzatanlarla içinden çıkılmaz hale geliyor. Şehitlerimizin canı ucuz değil, biz rahat ve huzur içerisinde yaşayalım diye.
Diyarbakır’da birkaç seneden beri oğlunun örgütten ayrılarak kendilerine katılmasını bekleyen anneler var.
Bu acı olayları Türkiye’de yaşadı, yaşamaya devam ediyor.
TUSAŞ’taki eylemi ister dışarıdan gelenler ister içeridekiler planlamış olsun. Mustafa Karasu denen adam “evet bunları biz yaptık çünkü onların İHA ve SİHA’ları bizler öldürüyor” diye bir mektup yayınladı, bu benim elimde.
Sayın Bahçeli bunu söylediği zaman önce çok şaşırdığı ifade etmeliyim, gözlerimi ovuşturdum.
Önce bir şaşırdık ‘acaba doğru mu söylüyor’ diye. En katı Türkçü bir ağızdan böyle bir şey duyduğunuzda ister istemez şaşırıyorsunuz.
Daha sonra ben bunun arkasında bir iyi niyet aradım. Yol bulamıyorsanız bir yol açacaksınız.
Türkiye’de bir süreç başlayacaksa, toplumsal barış ile herkesi sımsıkı kardeş yapabilecek bir yol açıyorsanız ben sizi alnınızdan öperim.
“Gök yarılsa Meclis’e gelmesi mümkün değil”
(Öcalan) Niye Meclis’e gelsin ki bu mümkün değil. Meclis’e gelmesi mümkün değil. Gök yarılsa Meclis’e gelmesi mümkün değil, neden buradan başlandı?
Umut hakkı acaba uygulanacak mı Türkiye’de çünkü 2013’ten beri biz bunu rafa kaldırdık.
Ancak af düşünmüyorsanız özel bir izin ile mi çıkacak ancak öyleyse neden TBMM’ye gelsin?
“Bahçeli bu sürecin kılavuzluğunu yapsın”
Bahçeli’nin ne düşündüğünü bilmeye benim hakkım var. Bir siyasetçi olarak bana bunun arka planını, altyapısını anlatmanız gerekiyor.
Yarın HDP kapatıldığı kadar burada siyasi yasaklı olacak 454 kişi var.
Cumhur İttifakı’nın en güçlü partisi Bahçeli, kendisi yapmasa bile partisinden bir grup insan ile bu sürecin kılavuzluğunu yapsın.
“Bahçeli’nin sözleriyle başlatılan süreç nasıl bir yol haritasıyla sonuca ulaşacak?”
Teröristle mücadele kapsamında ülkemiz çok başarılı işler yaptı.
Türkiye içerisindeki varlıkları giderek azaldı. Sayın Bahçeli ‘çıksın şunu söylesin, konuyu biz kapatalım’ diyorsa bu eksik bir durum çünkü o kadar basit olmamalı.
Bir terör vardır bir de terörist vardır. Bataklığı kurutmaya niyetiniz yoksa orada sinekler ürer ve onlarla mücadele etmek zorundasınız.
Sayın Bahçeli’nin sözleriyle başlatılan süreç nasıl bir yol haritasıyla sonuca ulaşacak?
Beşar Esad gitti peki onun yerine gelenlerle biz nasıl bir siyaset yürüteceğiz?
“Toplum buna hazır”
Kandildekiler için ne düşünüyorsunuz?
Böyle bir planlama olduğundan en azında biz emin olalım.
MHP kendi içinden ya da dışından ‘bu işi sana verdim, sen yürüteceksin’ demesi gerekir. Ben buna DEM Parti’nin de hayır diyeceğini düşünmüyorum.
Şeffaf bir sürecin içerisine konulması. Bu şeffaf sürecin de yeri belki TBMM’de legal anlamda yürütmektir. Toplum da buna hazır emin olun.
“Erdoğan'ın İbrahim Tatlıses ile konuşma yapmasını doğru bulmadım”
Siz önümüzdeki dönemde bir erken seçim olma ihtimali görüyor musunuz? Sayın Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?
Sayın Cumhurbaşkanımız herkesle diyalog kurmayı seviyor. Bütün kongrelere de gidiyor. Onu tebrik etmek lazım. Urfa’da Tatlıses’in kürsüye çağırılıp da aradaki bu konuşma çok garibime gidiyor. Tatlıses vurulduğu zaman ben hastaneye giden bir insanım. Benim de ona karşı ir sevgim var. Tatlıses bilinen bu haliyle bile belli şeylerin peşinde olan insan. Yani Urfa’da çok defa aday olmak istedi. Sonradan vazgeçirildi. İbrahim Tatlıses bir şeylerin peşinde olan biri... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İbrahim Tatlıses ile konuşma yapmasını doğru bulmadım.
Arınç’tan ‘Erdoğan, yeniden aday olur mu?’ sorusuna yanıt
Tatlıses’in böyle bir şey söylemesini ciddiye alıp da bunun üzerinden bir siyaset üretmek bana doğru gelmiyor.
Aday olur mu-olmaz mı bu zamana bağlı bir şey. Kendisinin de bunu şu anda düşünmediğini tahmin ediyorum. Bende bu konuda herhangi bir şey bulunmak istemiyorum.”