Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara'da Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen iftar programında basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İftarın ardından konuşma yapan Tunç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeni süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tunç, "Geçtiğimiz gün Van’daydım. Çok büyük bir heyecan içerisinde insanlar. İnşallah bu heyecan yarım kalmaz, terör örgütü kendini fesheder, silahlar bırakılır. Bu anlamda yapılan çalışmaları özellikle takip ediyoruz. Herkese düşen sorumluluklar var" diye konuştu. Tunç, basın özgürlüğü konusuna da değindiği konuşmasında "Basın ülkemizde özgürdür’ dediğimiz zaman birtakım eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Gazetecilerin tutuklandığı gibi ifadeler söz konusu oluyor. Açıkça söyleyelim, Türkiye’de herhangi bir faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yoktur" dedi.

Tunç'un açıklaması şöyle:

Bahçeli'den 'Çanakkale Zaferi' mesajı Bahçeli'den 'Çanakkale Zaferi' mesajı

"Ben öncelikle mübarek Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Birlik ve beraberlik deyince içinden geçtiğimiz günler de önemli. 40 yıldan beri ülkemizin önünde engel olan, ayak bağı olan terör belasından da kurtulma eşiğindeyiz, inşallah başarıya ulaşırız. İmralı ve DEM heyetinin birkaç görüşmesinin sonrasında ortaya çıkan çağrı, terör örgütünün feshine, silahların bırakılmasına yönelik bir çağrı. Bu çok önemli bir çağrı. Etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe, hiçbir ayrım yapmadan terörsüz bir Türkiye’yi inşallah hep birlikte inşa edeceğiz. Bundan şüphemiz yok. Geçtiğimiz gün Van’daydım. Çok büyük bir heyecan içerisinde insanlar. İnşallah bu heyecan yarım kalmaz, terör örgütü kendini fesheder, silahlar bırakılır. Bu anlamda yapılan çalışmaları özellikle takip ediyoruz. Herkese düşen sorumluluklar var.

"Adaletin tesisi, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının ön şartı"

Türkiye bir hukuk devleti. Adaletin tesisi, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının ön şartı. Dolayısıyla adalet varsa orada huzur, barış olur. Bir yerde adalet varsa her şey yerli yerine konulur. Bu anlamda da ülkemiz, 23 yıldan bu yana hukuk devletinin tahkimi, adaletin tesisi ve güvenilir adalet sisteminin oluşturulması anlamında çok önemli aşamalar kaydetti. Anayasa değişiklikleri yapıldı, sessiz devrim sayılan, ülkemizi yüksek standartta bir demokrasiye kavuşturma noktasında çok önemli mesafeler alındı. Özellikle anayasamızda vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılması, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti yolunda daha da ileri adımlar atması noktasında çok önemli reformlara imza attık.

Yargı alanında devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, askeri yargının kaldırılması, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin yapısının daha demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi gibi çok önemli reformları hayata geçirdik. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü anlamında da ülkemiz önemli mesafeler kat etti. Çok önemli reformları hayata geçirdik. Adaletin tesisi önemli dedik, hukuk devleti için adil olmak önemli ama adil olmak kadar, adil görünmek de önemli. Dolayısıyla adaleti sağlayan, adaletin olmazsa olmaz şartı olan tarafsız ve bağımsız yargının uygulamalarının topluma doğru bir şekilde aktarılması çok önemli. Gerçekten basın, demokratik hukuk devleti için olmazsa olmaz bir unsurdur. Dijital medyanın basın kanunu kapsamına alınması gibi özellikle birçok yenilik hayata geçirildi. Sosyal medyanın etkisiyle dezenformasyon artık yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldığımız bir durum. Dezenformasyon, aslında basın özgürlüğünü de tehdit eden bir durum. O nedenle dezenformasyonla mücadele noktasında da mevzuatımızda bazı yenilikler ve düzenlemeler gerçekleştirildi. Sosyal medyada dezenformasyonun, yazılı basını da etkilemesi nedeniyle birtakım sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle basın özgürlüğünü korumanın, fikir ve düşünce özgürlüğünü savunmanın en önemli yollarından biri de internet ve sosyal medyanın belli bir düzene sokulmasıdır.

"Açıkça söyleyelim, Türkiye’de herhangi bir faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yoktur"

"Basın ülkemizde özgürdür’ dediğimiz zaman birtakım eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Gazetecilerin tutuklandığı gibi ifadeler söz konusu oluyor. Açıkça söyleyelim, Türkiye’de herhangi bir faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yoktur. Mesleği gazeteci olabilir ama farklı bir suç nedeniyle yargının soruşturması söz konusu olabilir. Hiçbirimiz bir gazetecinin bir suç soruşturmasına tabi tutulmasını elbette ki istemeyiz. Ancak Türkiye’yi basın özgürlüğü endekslerinde gerilerde göstermek, hatta İsrail’in de gerisinde göstermek, bir kere Türk basını için büyük bir insafsızlıktır. İsrail, son bir yılda 200’den fazla gazeteci katleden bir ülkedir. Nasıl Türkiye’nin önünde basın özgürlüğünde yukarıda gösterilebilir? Bu mümkün olabilir mi?

Ceza adaleti sisteminin artırılmasına yönelik alınacak tedbirler var. Bu konudaki yargı paketini de hazırlamış durumdayız. Önümüzde ki günlerde milletvekillerimizin takdirine arz edeceğiz. Hukuk yargılamalarındaki etkinliği artırmak vatandaşlarımızın uzun süren yargılamalardan kurtulması için alacağımız tedbirler var. O da hukukla ilgili paketimiz o da hazır. Meclis yaz dönemine girmeden ikisini de milletvekillerinin takdiriyle meclisten geçmiş olacak.

"Baştan sona yeni yazılmış bir anayasa ile Türkiye Yüzyıl’ına başlamamız lazım"

Önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi konumuz var. Özellikle yargının hızlandırılması konusunda çok önemli hedeflerimiz var. Meclis, yaz dönemine girmeden milletvekillerimizin takdiri ile geçmiş olacak. Tüm hedefimiz, vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmak. Ülkemizin en önemli hedeflerinden bir tanesi de demokratik bir anayasa. Baştan sona yeni yazılmış, sivillerin yazdığı bir anayasa ile Yeni Türkiye Yüzyılı’na gireriz. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok önemli reformları hayata geçirdik. Ancak çok sayıdaki değişiklik ve yeni kurumların ilave edilmiş olması, anayasanın bütünlüğünü de bozmuş durumda. Bu noktada, baştan sona yeni yazılmış, sivillerin, milletin temsilcilerinin kaleme aldığı bir anayasa ile Türkiye Yüzyılı’na başlamamız lazım. İnşallah bu konuda Meclis’te uzlaşma sağlanır. Meclis Başkanımızın bu konuda başlatmış olduğu bir çalışma var. O çalışma, terörsüz Türkiye için yapılan çalışmalar. İnşallah ülkemiz, Yeni Türkiye Yüzyılı’na başlarken bütün prangalarından kurtularak, demokratik hukuk devleti yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam eder."

Kaynak: ANKA