Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, deprem bölgesi Kahramanmaraş’ta Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı. Burada konuşan Babacan seçmene şöyle seslendi seslendi:

“Kendi gölgeleriyle kavga ediyorlar”

“Su dolu tankerler varken vatandaşın susuz kaldığı bir dönemde bu iktidarın, televizyonlarda ‘Uzaya gidiyoruz’ diyerek beceriksizliklerini gizlemeye çalıştığını görüyoruz. İktidarımızın ilk gününden itibaren afet yönetimi gündemimiz olacak. Bunların yaptığı gibi, ‘imar barışı’ derken güvencesiz binaları, ‘ruhsatlı mezarlara’ çevirmeyeceğiz. Bir önceki seçimde imar aflarını en önemli proje olarak sunanlar kendileri değil miydi? İmar aflarını öve öve destek istedi. Şimdi de ‘Katalog suç yapacağız’ diyorlar. Kendi gölgeleriyle kavga ediyorlar.

“Tüm Türkiye kazanacak”

14 Mayıs’ta inşallah öyle bir kazanacağız ki bir kaybeden olmayacak. Tüm Türkiye kazanacak. 86 milyonun iktidarı olacağız. Bir tane kaybedenin de iktidarı olacağız. Şu anda ülkeyi yönetenler kutuplaştırma üzerinden yönetiyor. Sürekli düşman arayışındalar. Ya sen kiminle savaşıyorsun? Sosyal medyadaki profil fotoğrafını değiştirmiş. Arkadaş, meşru demokratik siyasetin gereği olan bir seçime gidiyoruz, savaşa değil… Yeter bu kavga gürültü.

“O konuşmayı yaptığım otel yıkıldı”

İki sene önce DEVA Partisi Kahramanmaraş İl Kongresi’nde konuştum. ‘Bazı semtlerin oturduğu zemin son derece tehlikeli. Acilen kentsel dönüşüm gerekiyor’ dedim. O konuşmayı yaptığım otel yıkıldı, enkazdan tek bir sağ vatandaşımız çıkmadı. Kaza geliyorum demez ama deprem geliyorum diyor.

“Kızılay’ı, AFAD’ı birilerinin çiftliği haline getiren yönetim anlayışına tahammülümüz yok”

Acılarımızın ortasında nefes almaya çalışıyoruz. 6 Şubatlardaki ihmaller bir daha tekrarlanmasın diye çalışıyoruz. Yeni yaşamı kurmak zorundayız. Hata yapma hakkımız yok. Rehavete kapılmaya, ihmal etmeye, Maraş’ın ihmaline göz yumma hakkımız yok. Afet anında Maraş’ı kendi kaderine mahkûm eden iktidarlara tahammülümüz yok. Kızılay’ı, AFAD’ı birilerinin çiftliği haline getiren yönetim anlayışına tahammülümüz yok. Çadıra ihtiyaç varken çadır satan kamu kuruluşlarına ihtiyacımız yok. Kalbimiz buruk ama biz hazırız. Yarından itibaren göreve başlamak için, size hizmet etmek için, Maraş’a hizmetkâr olmak için hazırız. Başarmak zorundayız ve başaracağız.

“Devlet imkânlarını kullanıyorlar”

Bizim elimizdeki imkanlar, iktidarın imkanlarıyla yarışamıyor. Onların propaganda aygıtları bizim elimizde yok. Ama bizde onlarda olmayan çok daha güçlü bir şey var: Biz haklıyız. Haklı olmanın bize verdiği bir güç var. Biz haklı olmanın verdiği güçle mücadeleyi sürdürüyoruz Onların ne kadar parası olursa olsun, devlet imkanlarını ne kadar kullanırlarsa kullansınlar. Meşru değil ama devlet imkânlarını kullanıyorlar. Seçim zamanında devlet imkânlarını kendi partin için kullanamazsın. Bu, helal değil ama yapıyorlar. Onun için başarısız olacaklar. Biz meşru bir zeminde yürüyoruz. Haklıyız. Haklı olmanın bize verdiği güçle yürüyoruz, zor ama bunu hep beraber başaracağız.

“Birleşe birleşe Türkiye’yi kazanacağız”

Sadece seçimi kazanmayacağız. Birleşe birleşe Türkiye’yi kazanacağız. Bu ülkenin yeniden ayağa kalkmaya ihtiyacı var. 10 gün sonrası için güçlü bir destek bekliyorum. Birinci oy pusulasında sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun isminin altına evet mührünü basacağız. İkinci pusulasında da DEVA, Saadet, Gelecek, Demokrat ve tabii ki CHP için CHP logosunun altına evet mührünü basacağız. Haydi berekete, haydi özgürlüğe, haydi zenginliğe.”

Editör: Selim Ercan