PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen İmralı Heyeti arasında yer alan Öcalan’ın eski avukatı ve DEM Milletvekili Cengiz Çiçek İmralı’daki görüşmenin kamuoyuna yansımayan detaylarını anlattı.

Yeni Yaşam’a konuşan Çiçek, Abdullah Öcalan’ın Biran, Eşref Bitlis ve Turgut Özal’ı andığını anlattı.

Öcalan’ın PKK’ye fesih çağrısı yapmasını ve hukuki haklar ve koşulları hakkında değerlendirme yapan Çiçek, Öcalan’ın görüşme esnasında gazeteci Mehmet Ali Birand’ı, helikopter kazasında hayatını kaybeden Eşref Bitlis’i ve Turgut Özal’ı andı

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında soruşturma başlatıldı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında soruşturma başlatıldı

'İstanbul Barosu’na da değindi...'

Çiçek’in aktarımları şöyle: "Sayın Öcalan İstanbul’da yaşayan kadim kültürlere, inançlara da değindi. İstanbul Barosu’na da değindi. Sadece Kürt halkının karşılaştığı işte kayyum politikalarından bahsetmedi. Evet, kayyumları çok önemsiyor. “Böyle olmaz,” diyor. Aslında bugün kayyumlar üzerinden ortaya çıkan hukuk komplosunun 2013/15 sürecini bitirdiği söylenen Ceylanpınar provokasyonundan daha tehlikeli olduğunu söylüyor. Aynı zamanda bunu değerlendirirken bütün toplumsal kesimlere dönük olarak, herkesin demokratik toplum hakkını elde edeceği, her toplumsal kesimin ve siyasal görüşün demokratik dönüşüm etrafında demokratik toplum hüvviyetine kavuşacağı bir sentezleşmeyi, bir baharlaşmayı ifade ediyor. Aslında sohbetimizin çoğu metindeki bütün cümlelerin tarihsel ve güncel olarak neyi ifade ettiği, gelecek perspektifinin nasıl ele alınması gerektiği noktasında son derece tarihsel bir tartışmaydı."

'Eşref Bitlisi de andı'

“Gerçekten katkıları oldu. O demokrat, cesur bir gazeteciydi” dedi. Ahmet Ağabey’in (Ahmet Türk) varlığı bu anlamda önemliydi. Çünkü 93 ateşkes sürecini birlikte yürüttükleri için doğal olarak Sayın Özal’a da atıflar yaptı. Özal’ı anarken, “Bizim bu demokratik çözüm, barış arayışımızın ilk şehididir Sayın Özal. Onun açtığı kapı önemliydi. Biz ondan sonra barışa, demokratikleşmeye daha fazla şans verdik, hayıflandığımız şu 32 yıl neden heba edildi” diye konuştu. Mehmet Ali Birand gibi gerçekten cesur ve demokrat gazetecilere ihtiyaç olduğunu söyledi. Oradan hareketle de “İşte o gün de ben bunları söylüyordum” dedi. Yine Özal’ı anarken, “Kürt meselesi ya da Kürt meselesinin savaş ve silahlı mücadele aralığında seyretmesinin en temel nedeni Kürdün varlık ve kimlik hakkının tanınmaması, inkâr edilmesi, sözün ve siyasetin kapısının kapanmasıdır, o kapı biraz aralandığında zaten biz o kapıyı ardına kadar açmaya çalışıyoruz. Yani savaş meselesine, çatışma meselesine, silah meselesine böyle bakılması gerekiyor; sözün ve siyasetin önü açılacak. Bakın tarihsel olarak baktığımızda orada da son derece ilkeli, tutarlı bir akıl, duruş var. Bunun kıymeti neden bilinmez,” dedi. Eşref Bitlis’i de andı; “Devlet içerisinde, askeri ve sivil kesimde komplo ile hayatını kaybedenler, öldürülenler, kayıplar oldu,” diyerek. Baktığımızda programatik olarak, ilkesel olarak, teorik olarak, pratik olarak bütünlüklü bir seyir içinde konuşuldu."

Kaynak: Haber Merkezi