Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugün kaleme aldığı yazıda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali ile başlayan, gözaltı ve tutuklanma süreci ile devam eden soruşturmaları kaleme aldı. Olağanüstü bir dönemin yaşandığını kaydeden Abdulkadir Selvi, “Siyasette tektonik bir kırılma yaşandı. Siyasi fay hatları harekete geçti. Deprem etkisi yapan bu sürecin sonunda Ekrem İmamoğlu yolsuzluk davasından tutuklandı, terör soruşturmasından serbest bırakıldı. Yeni bir siyasi gerçeklik söz konusu. Siyaseti bu yeni gerçekliğe göre okumak gerekiyor. Çünkü siyasette yeni dengeler oluştu. Bu sürecin sıcağı sıcağına değerlendirilmesi ve taşların yerli yerine oturtulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Selvi, şöyle devam etti:
Siyasette deprem etkisi yaratan bu tür süreçlerin sonunda ”Kime yaradı?” diye sormak gerekiyor. AK Parti’ye mi yaradı, CHP’ye mi yaradı, Özgür Özel’e mi yaradı, Mansur Yavaş’a mı yaradı, yoksa Ekrem İmamoğlu’na mı yaradı? Bu soruların cevabını vermek için henüz erken. Ortalık toz duman. Bu sorunun cevabını vermek için tozun dumanın çekilmesi gerekiyor. Seçimlere 3 yıl gibi bir süre olduğu için köprülerin altından daha çok sular akar, bu hamur daha çok su götürür.
1-Ekrem İmamoğlu bu sürecin en büyük kaybedeni oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybetti.
2- Diplomasının iptal edilmesiyle cumhurbaşkanı adaylığı şansını kaybetti. Bir de yolsuzluktan dolayı yargılanacağı davada hapis cezasına çarptırılırsa cumhurbaşkanı adaylığına dönük hesapları şimdilik rafa kaldırması gerekecek. Görünen o ki ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu adaylardan biri olamayacak.
Özgür Özel, milleti sokağa davet etmenin ötesinde bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı andan itibaren İstanbul’a karargâh kurması, sergilediği dinamik süreç yönetimi, İmamoğlu’nun ailesinin yanında olması, CHP’lileri başsız bırakmaması Özgür Özel’in siyasi kazancı oldu.
CHP’ye kayyum atanacak istihbaratı üzerine 6 Nisan’da olağanüstü kongre kararı alması yerinde bir hamleydi. Ekrem İmamoğlu’yla ilgili sürece yaptığı liderlikle bir taşla üç kuş vurdu. Olağanüstü kurultayı kazanma şansını artırdı, CHP Genel Başkanı olarak koltuğunu pekiştirdi, daha da önemlisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bir adım öne çıkmış oldu.
Mansur Yavaş, cumhurbaşkanı adayalığında Ekrem İmamoğlu’nun parti içi rakibi olduğu için bu süreç onun sınavdan geçme süreci gibiydi. Bir yanlış yapsa şansını yitirirdi. Mansur Yavaş bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu gözaltına alındığında yurtdışındaydı, süratle Türkiye’ye döndü. İmamoğlu ailesini ziyaret etti. Güçlü bir şekilde destek verdi. Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan önseçimde oy kullanarak kendini çizginin içinde tuttu. Mansur Yavaş yanlış yapsa biterdi, ama yerinde hamleler yaparak kendini denklemin içinde tutmayı başardı.”
Yazının devamı için tıklayınız…