Hepimizin hayata gelme amacı farklı ve bu öğretiyi anlamamız için bugün bu hayatı deneyimliyoruz. Hayatımızda en çok şikâyet ettiğimiz olay sizin en büyük öğretiniz olabilir.
Bizler defalarca yaşamı deneyimlemek üzere dünyaya geliyoruz. Dini inancınız belki böyle düşünmenize engel oluyor. Ama yapılan regresyon çalışmalarında anlaşılmıştır ki dünyaya defalarca geldik ve geleceğiz. Bu konuda herkesin inancına saygı duyuyorum. Ama bu gerçeği öğrenmek isterseniz regresyonla ilgili araştırmalar yapmanız öneririm.. Bizler bu bedenle bu dünyada yaşamaya geldik ama ruhumuz, enerjimiz daha önce bedenlenmişti. Biz kendi tekamülümüzün bize düşen bölümünü tamamlamak için buradayız... Biz ruhu bedenin içinde sanırız oysa beden ruhun içindedir ya da şöyle denir bizler bedenlenmiş ruhlarız... Çünkü ruh ölümsüzdür, ama bedenin bir ömrü vardır... Ruhunuzu NEFES olarak düşünebilirsiniz. Bedeninize aldığınız nefes sizin ruhunuzdur ve bu bedende yaşamı, nefesimiz sayesinde deneyimleriz. Son nefesinizi verdiğiniz anı bir sonraki deneyiminize mutlaka taşırsınız. Hepimizin hayata gelme amacı farklı, bunun için hayatı deneyimliyoruz. Bu söylediklerimi kabul etmeniz size zor ya da doğru gelmeyebilir ama bakış açınızı değiştirip bide bu açıdan düşündüğünüzde belki de yeni farkındalıklar yaşayacaksınız. Çünkü neden ben sürekli aynı şeyleri yaşıyorum dediğinizde belki de çözmeniz gereken kendi tekâmülünüzde ilerlemeniz gereken nokta tam da burasıdır... Çünkü evren etkiye tepki ile çalışmaz, tepkiye karşı bir etki yarattığınız zaman size öğretisini sunar... Ruhumuzu kandırdığımız, örtbas ettiğimiz, yok saydığımız her bakış açısı bize daha büyük bir yangın olarak geri dönecektir... İçimizde var olan ve zamanla kire, pasa bulanan elması keşfedemezsek kimsenin bize bir faydası dokunamaz...
ŞİMDİ kimse sizin hayatınızın sorumluluğunu alamaz ama çaresiz değilsiniz. Çare sizsiniz diyor ve hiç bir şey için geç değildir, hayat bir gündür o da bugündür diyelim mi?