Antalya’da 28 gündür hastanede yaşayan aile, gidecek yerleri olmadığını belirterek yardım istedi. Antalyaya geldikleri dönemde tanıdıklarından ev kiralıdklarını ancak kızları Buse Temirtaş'ın yoğun bakımda kaldığı sırada evden atıldıklarını söyleyen baba Ali Haydar Çağlıyan, başından geçenleri şöyle anlattı:
"İstanbul’da yaşıyordum. Ailemle kalıyordum. Eşimle evlendikten sonra kardeşlerim ablam annem birlikte oldu istemediler. Ölümle tehdit ettiler. Ben de kızdım çıktım evden. Sonra Antalya’ya geldim 4 Ay önce. Bizim bir tanıdık vardı evini kiraladık. Kontrat yapmamıştı. Biz de kirayı elden veriyorduk. Ondan sonra kız fenalaştı hastaneye getirdik. Hastanede kız yoğun bakımda yatarken üçüncü gün evden attılar. Sonra geldik yoğun bakımda kaldı 27 gün. Bugün 28. gün servise çıkardılar. İlk geldiğimiz zaman birinci katta bekleme salonunda kaldık. Sonra ikinci katta 27 günün geri kalanını orda kaldık. İstanbul’dan birkaç sefer yardım geldi. Burada iş aradım bulamadım. Herkes tanıdık istediği için o yüzden kimse bana iş konusunda yardımcı olmadı. Ev konusunda da kimse yardımcı olmadı. Ben burada kimseyi tanımıyorum. Yardımcı olacak kimse yok. Şu ana kadar İstanbul’dan birkaç sefer yardım geldi. Ondan sonra Kepez Belediyesi'ne gittik. Yardım etmediler. Sığınma yeri varmış günlük 250 TL kişi başı ücreti varmış. 3 kişiyiz günlük 750 TL. Ben param olsa gider kiralık ev tutarım eşyamı alırım.
"Taburcu olduktan sonra yine sokaklardayız hasta kızla nereye gideceğim?"
Maddi durumumuz olmadığı için hem işsizim hem de evsizim. Bugün çocuk taburcu olacak. Ne kalacak ev var ne de çalışacak iş var. Kızlar 20 yaşında. Biri sadece görme engelli. KPSS sınavından 70 puan aldı. Memurluğu kazandı ama görme engelli diye devlet bunu işe almıyor. Yanlış işlem yapar diye işe almıyor. Bir kolu olmasa ya da bir bacağı olmasa işe alıyor. Ama görme engelli olduğu için devlet işe almıyor. Diğer kız hem zihinsel engelli hem otizmli hem de görme engelli. Psikolog hapları ile yaşıyor. İlaçlarla ayakta tutuyoruz. Bir kangren ameliyatı oldu bunu atlattı. Kilosundan dolayı sağ ve sol ciğerlerine küçülme oldu. Karaciğer ve kalp büyüme yapınca bu sefer vücuttaki oksijen, solunum sistemi oksijen daha fazla tüketiyor. Sağ ve sol akciğerler onu karşılamadığı için de oksijenden dolayı nefes darlığı geçirdi ve yüzü mosmor oldu. Ondan sonra hastaneye kaldırdık. Apar topar yoğun bakıma yatırdık. 27 gün yoğun bakımda kaldı. Bugün 28. Gün servise çıkardılar bugün de taburcu edecekler. Taburcu olduktan sonra yine sokaklardayız. Ben bu hasta kızla nereye gideceğim?
"Engelli maaşı alıyorlar beşer bin lira toplam 10 bin lira kim geçinebilir?"
Ben bu kıza ayda 6 bin lira ilaç parası veriyorum. Devlet sadece rapora yazıyor bazı ilaçlarını devlet karşılamıyor. 7-8 tane ilaç kullanıyor. Bunun bazılarını devlet karşılamıyor. Bir poşet ilaç veriyor bize yarısını karşılıyor. Hepsini karşılamadığı için geri kalanını cepten almak zorunda kalıyoruz. En pahalı ilaçları da cepten karşılıyoruz. Aylık 6 bin lira ilaç parası var ama isim olmadığı için, cebimde param olmadığı için de ilaçları tedarik edemedim ve yoğun bakımda yattı.
Engelli maaşı alıyorlar beşer bin lira toplam 10 bin lira. 10 bin lira ile kim geçinebilir? Ben İstanbul’da çalışırken 20 bin lira ile geçinemiyordum. Ay sonunu getiremiyordum. Yani 10 bin lira ile ev mi tutayım, eşya mı alayım? Kızın ilaçlarını mı alıyım? Kıyafetlerimizi değiştiremiyoruz. Çünkü sadece üzerimizdeki kıyafetler var. Duş alamıyoruz. Hastanenin bekleme salonunda yatıp kalkıyoruz. Bizim yan gelirimiz yok. Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım belediyenin gücü olmadığı için ev konusunda yardımcı olamıyor. Ama ikişer bin liralık 2 defa alışveriş kartı gönderdi. Onunla idare ettik. Yani birkaç sefer de İstanbul’dan geldi. Bir arkadaştan borç aldım. Onları ödeyemediğim için borç da alamıyorum artık. Yani yarı aç yarı susuz idare ettik 28 gün."